Bir örümcek lifi proteininin nasıl göründüğünü anlamanız için, bu bir kılavuz çizgisi proteini, Sadece bir kısmı karadul böceğine ait. | TED | لإعطاءكم فكرة عن ما يبدو عليه بروتين خيط العنكبوت هذا هو بروتين خيط الجذب جزء منه فقط من عنكبوت الارملة السوداء |
Utanılacak bir durum değil. Sadece iki kat eğlenceye ulaşmanın yolu. | Open Subtitles | لا شئ نخجل منه فقط نحصل على مرح مضاعف بهذة الطريقة |
Bu türden sanal gerçeklik kullanımları Sadece insanları yaşlı göstermeye yaramıyor. | TED | وهذا الاستخدام للواقع الافتراضي ليس الهدف منه فقط اظهار الاوجه حين التقدم بالعمر |
"Ama ondan Sadece ona iyi şeyler ekleyerek kaçabiliriz." | Open Subtitles | لكننا سنهرب منه فقط عندما نضيف شيئا جيدا له |
Sırf arkamızdan konuştu diye ondan kurtulamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا التخلص منه فقط لأنه يتكلم من ورائنا. |
Sadece biraz gümüş dolar aldı kadife bir çantanın içine koyup bir gece buraya gömdü. | Open Subtitles | لستغرق منه فقط بضع حفنات دولارات فضيه مدفونة هنا في الخارج بليلة ما في حقيبة قديمة |
- Korkacak bir şey y ok, Sadece havanın çıkması için küçük bir delik açacaksın | Open Subtitles | حسناً ليس هناك شئ لتخاف منه فقط فقط سوف تقوم بعمل ثقب صغير لكى يخرج الهواء |
Sen dün gece onu Sadece bir an gördüğünü söylemiştin.Adam bu. | Open Subtitles | انت قلت انك رأيت لمحة منه فقط ليلة أمس اعني انه الرجل هل هذا من بيت القاضية؟ |
Başladığı yerde, Sadece cevaplar var, hepsi bu. | Open Subtitles | في نفس المكان الذي بدأت منه فقط مع بعض الأجوبة هذا كل شيء |
Korkacak ne varki, Sadece kuyunun içine gireceğim. | Open Subtitles | وما الذي سأخاف منه فقط عليك أن تقفز في البئر |
Sadece yaklaşmak için bile bir uzay gemisine binip ona uzanan derin uzay boşluğunu aşıp geçmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | على المرء أن يستقل مركبة فضائية تعبر الكون الشاسع للاقتراب منه فقط |
"Onu bütün halinde istiyorum... bütün halinde alıp götürdüler Sadece bir parçasını istemiyorum. " dedim. | Open Subtitles | بأنني أريد جثمانه كله لقد أخذوه كاملاً و لا أريد بدوري أن أستعيد على جزء منه فقط |
Küçücük bir nefes Sadece sonra bir anda her şey ilginçleşiyor. | Open Subtitles | القليل منه فقط وفجأة كل شيء سيصبح ممتعاً |
Ne var biliyor musun? Bilmek istemiyorum. Sadece kurtul. | Open Subtitles | أتعلم ماذا ، لا أريد أن أعرف تخلص منه فقط |
Sattığın şey Sadece ot değil mi? | Open Subtitles | أنت تقول أنك تريد أن تتخلص منه فقط ؟ صحيح؟ |
Pekala, lezbiyen pornosu kaydettim ve Sadece dört dakikasını izledim. | Open Subtitles | لقد قمتُ بتسجيل فيلم البارحة وقد شاهدت أربع دقائق منه فقط |
ondan dünyaları istemedim, biraz çaba gösterse yeterdi ama muhtemelen artık çok geç. | Open Subtitles | أردت منه فقط رؤية قليل من المجهود ومن المُحتمل أن الوقت مُتأخر للغاية على ذلك |
Küçük olan şuydu, ondan Sadece şu kahrolası bantları almamıza yardımcı olmasını istedim, ki sonraki 50 yıl için arşiv tutabilelim. | TED | الصّغيرة كانت، كنت أريد منه فقط أن يساعدنا في الحصول على هذه الأشرطة، حتى نتمكن من الحفاظ على هذا الأرشيف لمدة 50 عاما القادمة. |
Dodd, onu Teddy'ye havale et veya Natalie için ondan kurtul | Open Subtitles | (دود)، ضعه عند (تيدي) أو تخلص منه فقط من أجل (ناتالي) |