"من أمراض" - Traduction Arabe en Turc

    • hastalığı
        
    • hastalıkları
        
    • hastalıklarından
        
    • hastalıklara
        
    • hastalıklar yüzünden
        
    Daha önceki araştırmalar sağlıklı kolesterolleri doğal şekilde yüksek olan insanların kalp hastalığı oranlarının daha düşük olduğunu göstermiştir. TED وقد أظهر بحثٌ سابق أن الأشخاص ذوي المستويات المرتفعة طبيعيًا من الكوليسترول الصحي لديهم معدلات أقل من أمراض القلب.
    Benim laboratuvarımda duyularda iki tür hastalığı incelemek için yarasalar kullanıyoruz. TED نقوم في مختبري باستخدام الخفافيش لدراسة نوعين من أمراض الحواس.
    Sivrisineğin eşleşme davranışını anlayabilirsek doğada bunu durdurup, sıtma gibi hastalıkları önleyebiliriz. TED لذا إذا أمكننا فهم سلوك تزاوج البعوض، فقد نكون قادرين على تعطيل قدرته والحدّ من أمراض كالملاريا.
    O, hastalıklara ırksal yaklaşımı açıkladı ve farklı ırkların farklı hastalıklara sahip olduğunu, yaygın hastalıkları farklı şekilde deneyimlediğini açıkladı. TED وعزز المفهوم العرقي للمرض، بأن الأشخاص من أعراق مختلفة يعانون من أمراض مختلفة ويعانون من الأمراض الشائعة بشكل مختلف.
    Amerikan hapishaneleri ciddi akıl hastalıklarından muzdarip pek çok insan ile dolu ve bunların birçoğu hiçbir zaman yeterli tedavi alamadıkları için oradalar. TED تكتظ السجون و الحبوس الامريكية بالأشخاص الذين يعانون من أمراض نفسية مزمنة و العديد منهم ينتهون هناك لأنهم لم يحصلوا على العلاج الملائم.
    ve ayakları çıplak. Evine gidip, içtiği suyu, yiyeceklerini ve elbette içinde bulunduğu çevreyi kirletecek el ve ayaklarındaki dışkı kalıntılarından kaptığı hastalıklar yüzünden. TED وهو حافي القدمين. وسوف يعود إلى البيت راكضاً وسوف يلوث طعامه وشرابه وبيئته بما قد يحمله من أمراض مختلفة عن طريق جزيئات البراز الدقيقة التي تتواجد على أصابعه وقدميه.
    Stres, artan kan basıncı sonucu kardiyovasküler hastalığı arttırır. TED والإجهاد يزيد من أمراض القلب والأوعية الدموية كنتيجة لزيادة ضغط الدم.
    Dünya genelinde, doğan her yüz çocuktan birinde bir tür kalp hastalığı vardır. TED واحد من كل مائة طفل مولود في جميع أنحاء العالم لديه نوع من أمراض القلب.
    Bu manşetteki problem araştırmanın Healthium'un kalp hastalığı riskini azaltıp azaltmadığını araştırmamış olmasıdır. TED مشكلة هذا العنوان هي أن البحث لم يستكشف حقًا ما إن كان الهيلثيوم يقلل من أمراض القلب.
    Kişisel olarak, kültürel açıdan uyumlu koçluğun bu basit konseptinin, kronik hastalığı olan 125 milyon Amerikalının ve dünyadaki pek çok kişinin hayatını değiştirebileceğini düşünmek beni çok heyecanlandırıyor. TED وشخصيا، أنا أكثر من متحمسة للتفكير في أن هذا المفهوم البسيط للتدريب المتوافق ثقافيا، يمكنه تغيير حياة 125 مليون أمريكي وربما آخرون عبر العالم الذين يعانون من أمراض مزمنة.
    Şifacı ateşinle bu amansız hastalığı bastır. Open Subtitles اخرج كل ما فيه من أمراض وأوجاع واشفِ مرضه
    - Yaşlanma hastalığı... buna sebep, zihin gelişimi olabilir. Open Subtitles إنه من أمراض الشيخوخة حيث يمكن للتطور العقلي أن يتوقف
    Kimi insanların oto immün hastalıkları vardır, bunlar bağışıklık sistemini kandırır ve vücudun kendi sağlıklı hücrelerine saldırmasına neden olur. TED يعاني بعض الناس من أمراض المناعة الذاتية، التي تخدع الجهاز المناعي لتجعله يهاجم خلايا الجسم نفسه السليمة تمامًا.
    Bu çoğunlukla kronik hastalıkları olan hastalar için geçerli. TED وهذا بشكل خاص للمرضى الذين يعانون من أمراض مزمنة.
    Enfekte olan ve çok ciddi hastalıkları olan bazı insanlar var; bunların arasında sağlık çalışanları var. TED هناك بعض الأشخاص الذين أصيبوا به، ويعانون من أمراض خطيرة للغاية، من بينهم العاملين في مجال الصحة.
    Bu sistem tüm dünyada beyin hastalıklarından muzdarip iki milyar insan için çok iyi olacak. TED يمكن أن يقوم بعمل أشياء عديدة رائعة لملياري شخص ممن يعانون من أمراض الدماغ على مستوى العالم.
    Bir önceki konuşmada kalp hastalıklarından korunma yolları anlatılmıştı. TED كما تعملون, في الحديث السابق تمت الإشارة إلى الوقاية من أمراض القلب
    Hangi çocukların daha ciddi hastalandığını görebildik: dört yaş altı çocuklar, özellikle bir yaşından küçük; nörolojik hastalıklara sahip hastalar ve kronik akciğer hastalığı olan küçük çocuklar. TED واستطعنا أن نحدد شريحة الأطفال الذي أصيبوا بشكل خطير، وهم الذين أصغر من 4 سنوات، وخاصة من هم دون عامهم الأول، ومن يعانون من الأمراض العصبية، وصغار يعانون من أمراض رئوية مزمنة.
    Bu yüzden ya immün sistemi kanseri bir problem olarak görmez ya da kansere ve aynı zamanda normal hücrelere saldırarak kolit ve multipl skleroz gibi otoimmün hastalıklara neden olur. TED لذلك لا يستطيع الجهاز المناعي تحديد السرطان على أنه مشكلة، بل يقوم بمهاجمة السرطان وخلايانا العادية أيضًا، مُسببًا بعضًا من أمراض المناعة الذاتية كالتهاب القولون أو التصلب المتعدد.
    Ve yoğun bakımda çalıştığım dönemde asıl yaşanan şuydu 70lerde, 80lerde, 90larda kurtarmaya başladığımız hayatlar 21. yüzyılda, artık eskisi gibi cevap bulamadığımız hastalıklar yüzünden son buluyor. TED وما حدث خلال المدة الطويلة من الزمن التي عملت خلالها في العناية المركزة هو أن حياة الأشخاص الذين بدأنا إنقاذها في السبعينات، والثمانينات، والتسعينات، هم الآن سيموتون في القرن ال21 من أمراض لم يعد لدينا إجابات لها بالطريقة التي فعلنا في السابق.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus