10 Milyon Doları alabilmek için, har şeyi eşiniz kendi uydurdu. | Open Subtitles | زوجتك تدبر هذه العملية من اجل ان تأخذ 10 مليون دولار |
Hokkabazlık yapması için sinyal gönderirsin o da hokkabazlık yapar. | Open Subtitles | ترسلين إشارة من اجل ان يتلاعب بالكور ، ويستلاعب بها |
Gitmesi için ona her ne verdiysen video kayıtlarında o kadar net ki! | Open Subtitles | كان واضح جدا بالفيديو ما قلته لها من اجل ان تخرج من النادى |
Beş dolara bir çiçek şeridi alıp anakaradakilere göstermek için resim çektirebilirsin. | Open Subtitles | ؟ بخمس دولارات يمكنك الحصول عليها وتتصور من اجل ان تريها لأهلك |
Gelen mahkumların yeniden yerleşmesi için iki haftaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج إلى اسبوعين من اجل ان يتأقلموا السجينات عند عودتهن |
Kabe'den ayrıldım, birşeyler yemek için Mekke şehir merkezine indim. | TED | عندما غادرت الكعبة الى وسط مكة من اجل ان أأكل شيئاً .. |
Bu yüzden onları üç ayrı kelimeyi söyleyebilecek şekilde yetiştirdik yani tam olarak düzene sokmak için. | TED | لذا دربناهم من اجل ان يشكلوا هذه الحروف الثلاث المنفصلة لكي يشكلوها بصورة صحيحة |
Buradaki bitki Güney Afrika'daki bitkilerin bayıldığı bir bitki. Ve dibindeki nektara ulaşmak için uzun bir hortumla evrildiler. | TED | هذه النبتة هنا .. الحشرات في جنوب افريقيا تعشقها .. وقد طورت خراطيم طويلة من اجل ان تصل الى الرحيق في الاسفل |
Sadece bilginiz olsun diye söylüyorum, her kutu bir çok hücrenin çıkış dizisini gösteriyor, ve önceki slaytlarda olduğu gibi, her satır farklı bir hucre, ve bu uzun datayı gösterebilmek için bu dizileri biraz küçültüp incelttim. | TED | ولكي أوضح لكم .. كل مستطيل يوضح الاشارات والانماط لعدة خلايا وكما في اللوحة السابقة كل صف يمثل خلية مختلفة وقد قمت بتوضح النبض بصورة اصغر واضيق من اجل ان اتمكن من عرضه عليكم على مدى حزمة طويلة |
Anayasayı yazdıklarında, odaklanabilmeleri için salonun dışındaki parke taşlarının üzerine toprak koymuşlar. | TED | عندما كتبوا دستور البلاد فقاموا وضع طين حول كل البحص الذي يحيط القاعة من اجل ان يحافظوا على تركيزهم .. |
Bir puan kazanmak için bir mazlumu kurban etmeye her zaman hazırsınız. | Open Subtitles | انت دائما مستعدا للتضحية بأى مستضعف من اجل ان تكسب نقطة |
Bunların hepsi paçanızı kurtarmak için sizin uydurduklarınız. | Open Subtitles | هذا الامر بأكمله كان فكرته من اجل ان ينقذ نفسه. |
Yeğenim, Rosamund Shane'e, kocasının pek heves ettiği zevk ve sefa alemini kolayca sağlaması için. | Open Subtitles | وابنة اختى, روزاموند شين, وذلك من اجل ان تدعم زوجها على اسلوب العيش الذى يود ان يعتاده |
Orada Yüzbaşı Schmidt'in bana rapor vermesi için duracaksınız. | Open Subtitles | ستتوقف هناك من اجل ان يبلغنى كابتن شميدت تليفونيا بتقرير |
sizin için her şeyi... bir gülümsemeniz uğruna nereye isterseniz giderim... bir gülümsemeniz uğruna her istediğinizi yaparım... sizin için ne olursa yaparım... çünkü siz, benim için her şey demeksiniz... | Open Subtitles | اى شئ من لجلك سأذهب اى مكان من اجل ابتسامتك من اجل ان ارى ابتسامتك.. |
Anlaşmak için buradayım Frank. | Open Subtitles | انني هُنا من اجل ان أعقد معكَ اتفاق , فرانك |
Hasta ruhlu adamın teki gününü ilginç hale getirmek için mi öldürdü onu? | Open Subtitles | هل كان مريضا عقليا ليامر بالقتل من اجل ان يسلى وقته ؟ |
Ben seni o bara sokmak için kavga verdim ama sen orayı havaya uçurdun. | Open Subtitles | لقد تشاجرت من اجل ان اخرجك من الحانة وتقوم انت بعدها بتفجير المكان اللعين كله |
Yanlış bir şey söylememen için burada bulunuyorum. | Open Subtitles | انا هنا من اجل ان اتأكد انك لن تقول اى شئ مثير للجدل |
Sırf seni memnun etmek için sahte, boktan bir film yapmam. | Open Subtitles | انا لن الجأ الى شئ من الخداع , ولخبطه لا قيمه لها فقط من اجل ان ارضيك |