Daha fazla hata yaparsan, satış fiyatının tamamını maaşından keseceğiz. | Open Subtitles | إن قمت بالمزيد من الأخطاء سنأخذ سعرها كاملاً من راتبك |
ve muhtemelen önümüzdeki 15 ila 20 yıl içinde de olmayacak. Çok fazla hata yapıyor. | TED | وربما لن يتغير الامر على مدى 15 الى 20 سنة القادمة تقوم بالعديد من الأخطاء |
Bu da, meydana gelebilecek hatalara karşı veya bir takım kasıtlı saldırılara karşı savunmasız olduğu anlamına geliyor. Fakat Hatalar bile kötü olabilir. | TED | وهذا يعني أنها عرضة لأنواع معينة من الأخطاء التي يمكن أن تحدث، أو أنواع معينة من الهجمات المتعمّدة، ولكن ستكون أخطاء سيئة للغاية. |
Makine öğrenimi mükemmel değil, hâlâ pek çok hata yapıyor. | TED | آلة التعلم ليست مثالية، ولا تزال ترتكب الكثير من الأخطاء. |
En berbat hataları yapmış olsamda... elimde olsa, yapmamış olsaydım. | Open Subtitles | حتى الرغم من الأخطاء الفظيعة التى ارتكبتها والتى لم أكن لأفعلها لو أتيحت لى الفرصة |
Yapay zekâyı bir ortak çalışmaya katmak, insan patoloğun yalnız çalıştığında yapacağı hataların %85'ini ortada kaldırmıştı. | TED | إضافة ذلك الذكاء الاصطناعي قضت على 85 في المائة من الأخطاء التي كان قد يفعلها الأخصائي عند عمله منفردًا. |
Evliliğimizde bir ton hata yaptık ama sen o hatalardan biri değildin. | Open Subtitles | لقد ارتكبنا أطنانًا من الأخطاء في زواجنا لكنك لم تكن واحدًا منها |
Bu adamın fazla hata yapacağına güvenme. | Open Subtitles | لا تعتمد على ذلك الرجل انة يرتكب الكثير من الأخطاء. |
Eğitimli bir insana göre çok fazla hata yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت إرتكبت الكثير من الأخطاء بالنسبة لرجل متعلم, و معروف |
Eğitimli bir insana göre çok fazla hata yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت إرتكبت الكثير من الأخطاء بالنسبة لرجل متعلم, و معروف |
Geçen yıl çok fazla hata yapıldı. Aşırı yorgunluk bunda büyük bir rol oynadı. | Open Subtitles | تم إقتراف العديد من الأخطاء في السنة الماضية وكان للتعب دور مهم جداً |
Daha fazla hata yapamayız. Bütçemiz yeterince dar zaten. | Open Subtitles | لا نستطيع أن نرتكب المزيد من الأخطاء ميزانيتنا صغيرة بدرجة عالية |
Ben... çok fazla hata yaptım ve bu işi kabul etmek de bunlardan biri olacakmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | الأمر فقط, أنني قمت بارتكاب الكثير من الأخطاء و أشعر أن قبول هذه الوظيفة سيكون خطأً آخر |
Gerçekten zor bir durumda da aynı çeşit Hatalar yapılır mıydı ? | TED | وستبذل نفس النوع من الأخطاء مع حدث حقاً مرهقة؟ |
Bu tür Hatalar bizleri, beni, kırmızı-bölge savunmacılığına gönderir. | TED | هذا النوع من الأخطاء يُرسلنا، يُرسلني إلى منطقة الدفاع الأحمر؟ |
Benim hem bir girişimci hem de bir yatırımcı olmam gerekti. Bunlara acı veren Hatalar eşlik eder. | TED | كان علي وقتها أن أكون رجل أعمال ومستثمر وما صاحب ذلك هو إرتكاب العديد من الأخطاء. |
Çünkü çok hata yapıp balıkları kaçırmıştım. | Open Subtitles | لقد إرتكبت العديد من الأخطاء و أفزعت الأسماك |
çok hata yaparsanız kesinlikle... | Open Subtitles | إذا إرتكبت كثيرا من الأخطاء أنت بالتأكيد ستكون |
Kötü yazmak daha çok hata mı çekiyor dersiniz? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه من المحتمل أن طريقة الكتابة السيئة ، تسبب بالكثير من الأخطاء اللغوية ؟ |
En berbat hataları yapmış olsamda... elimde olsa, yapmamış olsaydım. | Open Subtitles | حتى الرغم من الأخطاء الفظيعة التى ارتكبتها والتى لم أكن لأفعلها لو أتيحت لى الفرصة |
Bu tarz hataların neden kaynaklandığını anlamak istemiştik. | TED | أردنا معرفة ما المكان الذي هذا النوع من الأخطاء يأتي منه. |
Ama bunun için stratejinin değişmesi gerekiyor çünkü eski stratejimiz hatalardan ders çıkarıyor. | TED | ولكن هذا الفوز يتطلب تغييرًا في الاستراتيجية. لأن استراتيجيتنا القديمة مبنية على التعلم من الأخطاء. |