Bu çok kötü oldu. Ben de biraz heyecan arıyordum. | Open Subtitles | هذا سئ للغاية كنت أتمني الحصول على مزيد من الإثارة |
Ama sağlıksız sevgide, bu duygular zamanla değişir. heyecan, bunaltıcı hatta belki biraz da boğucu olmaya başlar. | TED | ولكن في الحب غير الصحي تتغير هذه المشاعر بمرور الوقت، من الإثارة إلى الثقل، وربما تكون خانقة قليلًا. |
Bobby ve ben bu gece yeterince heyecan yaşadık. | Open Subtitles | بوبي لقد حصلت على ما يكفي من الإثارة لهذه الليلة. |
Benim hatam değil. Şu anda çok heyecanlı bir haldeyim. | Open Subtitles | إنها ليست غلطتي فأنا أشعر بحالة من الإثارة العالية الآن |
Gönüllü beslenme pek heyecanlı olmuyor. | Open Subtitles | لم يعد هناك الكثير من الإثارة بالتغذية على متبرع |
Muhtemelen, bu yeni görevi devralmanın heyecanı ve gerilimindendir. | Open Subtitles | إنه على الأرجح نوع من الإثارة والتوتر الناتج عن توليك لهذا المنصب الجديد |
Evliliğine biraz olsun heyecan katmak tekrar alevlendirmek kendini bulup güçlü hissetmek için yaptın. | Open Subtitles | للحصول على القليل من الإثارة في زواجك، جعلها تأخذ النار مرة أخرى، تجعلك تشعر قوية، مساعدة تجد نفسك. |
- Oh! - Sanırım bir gün için yeterince heyecan yaşadılar. | Open Subtitles | اعتقد انهم نالوا من الإثارة مايكفيهم اليوم |
- Onun için bu kadar heyecan fazla. - Kanalı değiştir. | Open Subtitles | هذا كثيرا من الإثارة على طفلي غير القناة |
Nasıl denir, heyecan ve korku aynı anda. | Open Subtitles | هو نوع , من الإثارة والتخويف في نفس الوقت. |
Bu inanılmaz heyecan tehlike... ihanet ve tehlike hikâyesi yeni başladı. | Open Subtitles | الأحداث المتتالية من الإثارة والخطورة، الغدر والخيانة، قد بدأت للتو |
Çok büyük bir heyecan yaşanıyor. | Open Subtitles | الكثير من الإثارة في الجو . أوه , بالطبع |
Her zaman limandan ayrılmadan önce bu kadar heyecanlı mıdır? | Open Subtitles | أتحصل دائما على هذا القدر من الإثارة قبل أن تغادر الميناء ؟ |
- Şu an halk gerçekten çok heyecanlı. | Open Subtitles | أوه ، وهناك كم هائل من الإثارة في الوقت الحالي |
Uygun bir ceket ve Fransızların iyi bildiği heyecanlı bir değişim. | Open Subtitles | معطف محافظ, ثم تحول صغير من الإثارة الذي أتقنه الفرنسيين. |
Testinizi geçemezsem, heyecanlı olan mıyım güçlü olan mı? | Open Subtitles | إذا فشلت في الأختبار هل أصبح من الإثارة أم الساعي للسلطة ؟ |
İnsan kaynaklarına işimin biraz heyecanlı olmasını istediğimi söylerken bunu düşünmüyordum. | Open Subtitles | لمّا أخبرت موظّف الموارد البشريّة أنّي أنشد قليلًا من الإثارة الإضافيّة من وظيفتي فهذا حقًّا لم يكُن ما في بالي. |
Nisan ve kısa süreli kar yağışının heyecanı var. | Open Subtitles | إنه أبريل، وثمّة موجة عارمة من الإثارة حيث تُعير الثياتل انتباهها إلى الغَزَل |
Beklediğinden fazla tatil heyecanı yaşayan görgü tanıklarının kamerasından aktarıyoruz. | Open Subtitles | وقام بتصويره بعض المارة، الذي حظوا بقدر من الإثارة... أكثر مما كانوا يتوقعون. |