O mülkü satmak bu şirketi iflastan kurtaracaktı. | Open Subtitles | بيع الأراضى كان من المفترض أن ينقذ هذه الشركة من الإفلاس. |
İflastan ve aşağılanmaktan kurtulmak için ünlü bir yıldızla alakalı atlatma haber yapmalıydım. Ama ufak bir sorunum vardı. | Open Subtitles | احتجت لسبق صحفي كبير للمشاهير لينقذني من الإفلاس و الإذلال |
Tara onu iflastan kurtardıktan sonra bir daha tekrarlamaması gerektiğini söylemiş. | Open Subtitles | على ما يبدو، أن تارا بعد أنقذته من الإفلاس قالت، أسمع، غابرييل، لا يمكن أن يحدث هذا مرة أخرى |
Ama kralını iflastan, ulusunun da onurunu kurtaran alt tabakadan olan bir adamla herkes kendini bağdaştırabilir. | Open Subtitles | لكن الجميع يتعاطف مع رجلٍ من طبقة دنيا والذي أنقذ مَلِكه من الإفلاس وحافظ على شرف شعبه |
Ama kralını iflastan, ulusunun da onurunu kurtaran alt tabakadan olan bir adamla herkes kendini bağdaştırabilir. | Open Subtitles | لكن الجميع ينتمون إلى العدواني منحدر الأصل الذي أنقذ ملكه من الإفلاس وحفظ شرف أمته |
Onları iflastan kurtarıyormuşuz gibi göster. | Open Subtitles | إجعلها تبدو وكأننا ننقذهم من الإفلاس. |
- İflastan dönmenin de faydası olmuştur. | Open Subtitles | إنّي أتدرّب على ممارسة القانون. -الخروج من الإفلاس ساعدكِ . |