Yüz binlerce mülteci kuraklık ve kıtlıktan kaçıp, Avrupa'ya doğru ilerliyor. | Open Subtitles | مئات الآلاف من النازحين يتدفقون نحو أوروبا فراراً من الجفاف والمجاعة |
Ondan önce korkunç bir kuraklık ve kötü mahsul oldu. | Open Subtitles | كنا نعاني قبل ذلك من الجفاف ومواسم من المحصول السيء |
Yağmur sularını topladığımız için, 4 yıllık kuraklık olsa bile hala yeterli içme suyumuz olacak. | TED | لو صادفنا أربعة سنوات من الجفاف سيظل الماء متوفر عندنا في الحرم لأننا نجمع ماء المطر |
Aylar süren kuraklıktan sonra Kalahari'de nehirler tekrar akmaya başlıyor. | Open Subtitles | بعد شهور من الجفاف لقد عاد النهر للتدفق في صحراء كالاهاري |
Bak, işin iyi yanı, yaklaşık beş gün içinde susuzluktan ölecek olmamız yani bana daha fazla katlanmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنظر للجانب المشرق سنكون موتى من الجفاف خلال 5 أيام لذلك لست بحاجة لإحتمالى لفترة أطول |
Fakat son yıllarda, bu tartışmaların yaşandığı zamanlarda, uzun süren kuraklıklar ve ardından ani sel felaketleri ve ardından daha fazla kuraklık yaşamaya başladılar. | TED | ولكن، في السنوات الأخيرة، في وقت تلك المحادثة، لم يكن لديهم شيء سوى أزمنة طويلة من الجفاف، ثم الفيضانات، ومن ثم مزيد من الجفاف. |
Siyasi kültürümüzü değiştirmek için Avustralya'daki gibi bir kuraklık yaşamayı bekleyemeyiz. | TED | لا يمكننا أن ننتظر هذا النوع من الجفاف كان يجب أن تغير أستراليا ثقافتنا السياسية |
Maalesef, oraya gittiğimizde, göçün zirve yaptığı zamanda, devam eden bir kuraklık vardı, beş haftalık kuraklık. | TED | للأسف، عندما وصلنا إلى هناك، كان هناك جفاف مستمر في فترة ذروة الهجرة، خمسة أسابيع من الجفاف. |
Afrika'daki ülkelerin çoğu kuraklık ve sellerden acı çeker. Ve bunlar iklim değişikliği yüzünden daha sık meydana gelmeye başladı. | TED | غالباً ما تعاني الدّول في أفريقيا من الجفاف والطوفان و الأمر يتكرر بكثرة بسبب تأثيرات تغير المناخ |
kuraklık var biraz, ama bu hafta yağacak diyorlar, bakalım. | Open Subtitles | هنالك القليل من الجفاف لكنهم يقولون بأنها ستُمطر هذا الأسبوع، سنرى |
Hastalıktan çok acı çektik ve bu doğrudur ama Mitanni kuraklık ve açlıktan dolayı çok daha kötüsünü çekmiştir. | Open Subtitles | لقد عانينا من المرض هذا الجزء صحيح ولكن الميتاني عانوا اسوء من الجفاف والجوع |
Ekvatordan dışarıya doğru gidecekler. Ekosistemde kuraklık izlerini şimdiden görüyoruz. | Open Subtitles | لذا نحن نرى بالفعل علامات لموجة من الجفاف |
Filler genelde... kuraklıktan daha az etkilenen alanlara kaçarlar. | Open Subtitles | الأفيال عادةً تهرب من الجفاف عن طريق الانتقال الى المناطق الأقلّ تضررا. |
O kuraklıktan daha fazla can aldı. | Open Subtitles | لقد قتل أناس أكثر من الجفاف - |
İlk başta zehirlenmeden önemli miktarda kayıp verilir ve sonra susuzluktan dolayı daha büyük kayıplar ortaya çıkmaya başlar. | Open Subtitles | والوفيات من التسمم ستكون كبيرةً كبداية وإصاباتٍ كبيرةٍ ستتلوها بعدئذٍ وكما أن الناس ستبدأ بالموت من الجفاف |
Çin'de bir çift o oyunu o kadar uzun süre oynamış ki bebeklerini ihmal etmişler, o da susuzluktan ölmüş. | Open Subtitles | زوجان في الصين يلعبان هذه اللعبة كثيراً وأهملا طفلهما حتى مات من الجفاف |