# Ama tek bir aşk var, yüz yüze yaşayamayacağımız. # | Open Subtitles | لكن هناك نوع واحد من الحب لا يمكننا ممارسته وجها لوجه |
Evet, çok fazla aşk meşk vardı ama sevgi yoktu. | Open Subtitles | أجل ، كان لدينا الكثير من الحب لكن بدون إعجاب |
Ben zar zor ayakta durabilir Bu odada, çok fazla sevgi var. | Open Subtitles | يوجد الكثير من الحب في هذه الغرفة بالكاد يمكنني أن أقف هنا |
Bir anlık sevgi, kötü bir adamın içinde de olsa hayata anlam katabilir. | Open Subtitles | ان لحظة من الحب حتى مع شخص شرير بامكانها أن تجعل للحياة معنى |
Bu aile için ne kadar büyük bir Aşktan vazgeçiyorum biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلم كم من الحب وجب علي التخلي عنه لأكون في هذه العائلة |
Böylesi bir aşkı kaybettiğinde hayatta kalmak için tek bir yol olur. | Open Subtitles | هذا النوع من الحب ، عندما تفقديه هناك طريقة واحدة فقط لإنقاذه |
Bu yüzden umarım aşkın matematiği hakkında biraz fikir edinmeniz en azından birkaçınızı matematiği sevmeniz konusunda ikna edebilir. | TED | لذا آمل أنه بالنسبة للبعض منكم فقط، أن البعض من بصائر الرياضيات للحب يمكنها أن تقنعكم بإيلاء البعض من الحب للرياضيات. |
O bir nevi doğru sevgiyi muhtemelen size veremedi, fakat bizim için, o bir nevi doğru sevgiyi insanlara verdi, bu önemlidir. | TED | أعتقد أنه لم يمنحك الشكل الصحيح من الحب و لكنه أعطانا نحن النوع الصحيح من الحب و التعاطف و هذا شيء مهم. |
İçinde aşk barındırmayan hayatının onlarınkinden kıymetli olduğunu mu zannediyorsun? | Open Subtitles | أتظن حياتك أغلى من حياتهم رغم خلوها من الحب ؟ |
Kendi atımı da küçük bir aşk için getirmemi düşündürtüyor bana. | Open Subtitles | يجعلني أفكر في جلب لي الحصان الخاصة في لقليل من الحب. |
Bununla ilgili daha fazla düşündükçe, daha da ileriye gittikçe, bunun bir tür aşk olduğunu düşünüyorum. | TED | وكلما فكرت في هذا، كلما اعتقدت، حقُّا، بأن هذا نوع من الحب. |
Kimse hayatına biraz daha sevgi girdiği için zarar görmez. | Open Subtitles | لن يتأذى أحد من إدخال مزيدٍ من الحب إلى حياتهم |
Çoğu şey bitse de, hiç bitmeyen bir sevgi vardır. | Open Subtitles | ولكن هناك أيضا نوع من الحب لا يهتم لتلك الامور |
Kilisede dikilmiş bana sevgi dolu şekilde baktığını hayal ediyorum. | Open Subtitles | كنت أتخيله يقف فى المذبح بنظر إليّ بكثير من الحب |
Ama düşünmeden edemiyorum bu geleneksel talep ve Aşktan çok az bahsetmen... | Open Subtitles | لكنني لا أستطيع المساعدة بتفكيري من أن التقاليد تتطلب القليل من الحب |
Nerdeyse kimse Aşktan canlı kurtulamaz. | TED | تقريبا لا أحد يخرج من الحب على قيد الحياة. |
Duam, dünyadaki herkesin bu tür bir aşkı tanıması. | Open Subtitles | المصلى هو كل شخص فى العالم يعرف هذا النوع من الحب |
Çoğumuz romantik aşkın ilk evrelerinde biraz deli hissederiz. | TED | معظمنا يشعر بالجنون بعض الشيء في المراحل الأولى من الحب الرومانسي. |
Tanrı seni bana verdi, güvenliğini sağlamam ve çocuklarıma... veremediğim sevgiyi sana vermem için. | Open Subtitles | أجل,الله أعطاك لي لكي أحتفظ بك في مكان آمن وأعطاني الكثير من الحب الذي لم أستطيع أن أعطيه لطفلي |
Yani sen onların annesisin ve sevgin onları kaçırıyor, aynısın Jimmy'ede olmasından korkuyorum. | Open Subtitles | لذلك كنت والدة لهم وكيف يتم تعبت من الحب ، ق جيمي أيضا من حقيقة أن أنا خائف. |
Nefretle sevgiden daha kolay başedilebilir, özellikle de hayalkırıklıgına ugramış bir sevgiyse. | Open Subtitles | يسهل التعامل مع الكره أكثر بكثير من الحب خصوصاً الحب المخيب للآمال |
Biraz cesaret ve biraz aşkla her şeyin hallolacağını sanıyorsun. | Open Subtitles | هل تعتقد أنه فقط بالشجاعة والقليل من الحب... بأنّهالكلسيكونكما يُرام. |
Seni çılgınca sevmek istiyorum ve çılgınca sevilmek. | Open Subtitles | سأعطيك الكثر والكثير من الحب وسأخذُ منكِ الكثير والكثير من الحب أيضاً |
Yoksa Roz ümitsiz, sevgisiz bir kız kurusu olarak yaşamaya mı mahkum? | Open Subtitles | او ان روز قد قدر لها ان تعيش حياة من العنوسة الخالية من الحب والامل |