Ve Michael'de oluşturduğum saplantılarda büyük bir doğruluk payı var. | Open Subtitles | هناك شئ من الحقيقة في الأوهام التي تسبب لة فيها |
Bu popüler bir açıklama ve oldukça doğruluk payı içeriyor. Çünkü risk almak, hepimizin bildiği gibi, çok para getirir. | TED | انه تفسير عام .. وهناك الكثير من الحقيقة فيه لاننا نعي تماما .. ان المخاطرات الكبرى قد تنتج .. الكثير من الاموال |
Birisi gerçeğe çok yaklaştığında birden beliren tehlikeler. | Open Subtitles | الأخطار التي تتشكل كلما يحصل شخص قريب جدا من الحقيقة. |
Bu öyküde gerçeklik payı olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أن هذه القصة . بها الكثير من الحقيقة |
İyi bir hikaye gerçek olandan daha hızlı yayılır. | Open Subtitles | أن قصة جيدة تنتشر أسرع من الحقيقة |
Bu gerçekten dolayı alınmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | لا فائدة من أن تنزعج من الحقيقة |
Neticede, bu gerçeğin bir parçasıdır... ve onun mekanizmasını anlamak mümkündür. | Open Subtitles | " هي قطعة من الحقيقة .فيالنّهاية" " .وتصميم يمكن فهمه " |
Artık onları çirkin gerçeklerden korumaya gücümüz yetmez, çünkü çözüm üretmek için onların hayallerine ihtiyacımız var. | TED | لا يمكننا توفير الحماية لأطفالنا من الحقيقة المرة لأننا في حاجة إلى مخيلتهم لابتكار الحلول. |
Ama bütün bunların içinde ne kadar doğruluk payı olacak? | Open Subtitles | و لكن أي قسط من الحقيقة سيكون في كل هذا ؟ |
Sadece bu seferlik annenin düşündüklerinde bir parça doğruluk payı varsa azıcık-ufacık bir pay o zaman belki de süreci hızlandırıp bunu kesebilirsin. | Open Subtitles | إنه لهذه المرة فحسب اذا كان هنالك اي ذرة من الحقيقة لما تعتقده أمك |
Bence, hepsinin içinde biraz doğruluk payı vardı. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك بعضاً من الحقيقة في كل ذلك |
Şaşırtıcı şekilde, hikâyende doğruluk payı var gibi görünüyor. | Open Subtitles | ما يفاجئني أنّه يبدو أنّ ثمّة قدراً من الحقيقة بقصّتك |
Eğer içgüdülerinde doğruluk payı varsa 30 yıl önce kaybolan bir çocuğun kaydı olmalı. | Open Subtitles | ان كان هناك اي جزء من الحقيقة بغرائزها فسيكون هناك سجل لصبي مفقود قبل 30 عاما |
Dediklerinde küçücük de olsa bir doğruluk payı varsa bu Tanrı'nın acımasız bir yaratık olduğunu gösterir. | Open Subtitles | حتى لو كان هناك ذرة ,من الحقيقة في كلماتك فهل يعني ذلك ان إلهكم هو وحش قاسي والذي اخذ حياة .الرضيع نكاية في الوالدين |
Jennie orada kendini gerçeğe çok yakın hissettiğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت " جينى " أنها تشعر بقربها من الحقيقة هناك |
Biri gerçeğe çok yaklaştığımızı biliyor. | Open Subtitles | هناك شخص يعلم أننا اقتربنا من الحقيقة |
Ama söylediklerimde en ufak bir gerçeklik payı varsa yerinde olmak istemezdim. | Open Subtitles | ولكن إن كان أى شئ فيه ذرة من الحقيقة لن أريد أن أكون مكانك |
Dünyanın en büyük yalanları bir miktar gerçeklik payı olanlardır. | Open Subtitles | أكبر أكذوبات العالم هي تلك التي تمتلك أقل قدر من الحقيقة. |
Zihnin, bizim ne olduğumuzu anlamak için oldukça ilkel gerçek olandan çok korkuyor bu yüzden tanıdık yüzlerin rahatlatması gerekiyor. | Open Subtitles | عقلك هو بدائي جدا لفهم ما نحن عليه، خائف جدا من الحقيقة... لذلك يسعى الراحة من الصور المألوفة. |
Dur. Bu gerçek olandan daha kötü. | Open Subtitles | لحظة, هذا أسوأ من الحقيقة. |
Bu gerçekten dolayı alınmanın manası yok. | Open Subtitles | لا فائدة من أن تنزعجي من الحقيقة |
Ballantine'ın açıklamaları iyi bir amaç için gibiydi ama gerçeğin bir kısmını açıkladığını düşünmekten kendimi alamıyordum. | Open Subtitles | اهداف بالانتين تبدو كبذور سامية لكنني لم استطع مساعدة التفكير بأنه كان يخبرني جزء من الحقيقة |
Böylece masumiyet balonunda yetiştim ya da bir cahiliyet balonunda mı demeliyim? Çünkü yetişkinler bizi çirkin gerçeklerden korumak için yalan söyler. | TED | لذلك ترعرعت في فقاعة من البراءة -- أو دعوني أقول فقاعة من الجهل، لأن الكبار دائما ما يكذبون علينا لحمايتنا من الحقيقة المرة. |