Bize bir parmak yolluyorlar, ve korkudan altımıza sıçmamızı bekliyorlar... | Open Subtitles | يرسلون لنا إصبع، يجب أن نبول على أنفسنا من الخوف |
Hepiniz yol gösterenlersiniz, düşünce liderlerisiniz: Bizi her gün saran korkudan bizi kurtarmak için, size verilen yeteneklerle ne yapacaksınız? | TED | أنتم صانعو الأحداث، تعرفون، قادة الفكر: ماذا ستفعلون بالملكات التي أعطيتموها لتحريرنا من الخوف الذي يحيط بنا كل يوم؟ |
Mesela tarihöncesi insan güneş tutulmasında korkudan ölebilirdi. | Open Subtitles | الرجل قبل التأريخ؛ على سبيل المثال؛ يمكن أن يموت من الخوف أثناء الكسوف |
Nasıl işlediğini öğrenene dek... bu gereksiz korku yükünü sırtımızda taşımaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | حتى نعرف كيفية عملة نحن سنواصل حمل هذا العبء الغير ضروري من الخوف |
Ben, öldürülmüş birçok insan gördüm, onlar korku dehşetten dekompoze olur. | Open Subtitles | لقد رأيت العديد من الأجسام المقتولة متحلّلة .. ومتجمدة من الخوف |
O, iyi eski moda düşüp ölme korkusu yüzünden öldü. | Open Subtitles | مات نتاجاً عن نمط تقليدي جيد للسقوط ميتاً من الخوف |
Tüm dünyada ve ülkemizde korkusuz yaşama hakkının pazarlık konusu olmadığına inanıyorum. | Open Subtitles | أؤمن بأن الحرية من الخوف فى العالم بشكل عام وهنا فى الوطن غير قابلة للتفاوض |
Ve operadakilerde olduğu gibi iyi bir vibrato değil bu benim tüm bedenimin Korkuyla sarsılmasıydı. | TED | و هذا ليس من النوع المحبب من الاهتزاز، كالذي يمتلكه مغني أوبرا، إن جسمي يرتعش بأكمله من الخوف. |
İnsanlar suçtan bıktılar, korkmaktan bıktılar. | Open Subtitles | لقد سئم الناس من الجرائم، سئموا من الخوف. يحتاجون لعلامةٍ تُبين لهم إتخاذنا للاجراءات. |
Sen de aynı şeyleri görüyorsun ama yanaklarının allığı değişmiyor oysa benimkilerde korkudan renk kalmıyor. | Open Subtitles | عندما أفكر الآن أن باستطاعتك رؤية مشاهد كهذه وتحتفظى بالياقوت الطبيعى فى خديك بينما خداى شاحبان من الخوف |
Güneyde korkudan yararlanma geleneği vardır. | Open Subtitles | لقد كان الجنوب من تقاليد الجنوب التحلي بشئ من الخوف |
- Walter. Bir parmak gönderiyorlar ve korkudan altımıza etmemizi bekliyorlar. | Open Subtitles | يرسلون لنا إصبع، يجب أن نبول على أنفسنا من الخوف |
Gerçek büyüklüğümde olsam düldülün korkudan ölürdü. | Open Subtitles | إذا كنت بحجمي الحقيقي لكانت بقرتكَ هذه ماتت من الخوف |
Eğer gerçek büyüklüğümde olsaydım, düldülün burada korkudan ölürdü. | Open Subtitles | إذا كنت بحجمي الحقيقي لكانت بقرتكَ هذه ماتت من الخوف |
Adını duyan her kanun kaçağı korkudan tir tir titrer. | Open Subtitles | إن ذكر اسمه فقط كان يجعل أي صائد جوائز يرتعد من الخوف. |
Bunun anlamı ABD ordusuna olan uluslararası güvensizlik yaşam emen uzaylılara olan korkudan çok daha büyük herhalde. | Open Subtitles | أحزر أن ذلك يعني أن الارتياب العالمي في العسكرية الأمريكية أكثر قوة من الخوف مم الأجانب مصاصي الحياة |
Fakat resmettiğim çeşit olasılıklar hakkında düşününce, biraz olsun korku duymalıyız. | TED | لكن حين نفكر في نوع الاحتمالات التي أرسمها، علينا أن نحس بنوع من الخوف. |
Resmettiğim geleceği düşündüğümüzde, elbette birazcık korku hissetmeliyiz. | TED | حين أفكر في المستقبل أرسم، بالطبع علينا أن نحس بنوع من الخوف. |
Bence cinsel açıdan farklı olmaya yönelik çok fazla korku var. | TED | أعتقد مع ذلك أن هناك الكثير من الخوف حول كونكم مختلفين جدًا جنسيًا. |
Bu korku ve taassup zamanında neyi seçeceksiniz? | TED | ماذا ستختارون في هذا الوقت من الخوف والتعصب؟ |
Sanırım bu durum farklılığın ve bilinmeyenin korkusu. | TED | أعتقد أن ذلك يأتي من الخوف من الاختلاف من المجهول. |
Yüzük tarafından seçilmek için korkusuz olmak gerekiyordu. | Open Subtitles | حتى يختارك الخاتم فيجب ألا يكون لديك ذرة من الخوف |
Uzaylıların dünyayı yoketmesini engelliyorsun, ama sonuçta dünya Korkuyla kendisini yokediyor. | Open Subtitles | يمكنك حفظ سرا العالم عن التدمير على أيدي الفضائيين وفقط لنا أن ندمر أنفسنا من الخوف , بعد وقوعه |
Açıkçası onun gibi daha binlercesi olmayışına şaşıyorum. İnsanlar korkmaktan bıktı usandı. | Open Subtitles | بصراحة، أنا مندهش بعدم وجود الكثير مثله، الناس سئمت من الخوف. |
...okuyorum,kitap;korkunun temelinde yatıyomuş.... ...gibi gözüken dünyadaki yönlendirme hakkında. | TED | وأنها عن القيادة في عالم حقيقة يبدو أن يعمل على أساس من الخوف. |