Bayan Shmeeler,bunlar Birinci sınıf Gemiciler Simpkins ve Kovarski. | Open Subtitles | آنسة شميلر ، هذان بحاران من الدرجة الأولي سيمبكينز وكوفارسكي |
İtiraf etmeliyim ki, çok şaşırtıcı, çünkü burada Birinci sınıf bir iş çıkardın. | Open Subtitles | أريد أن أخبرك بأن هذا مفاجئ لأن عملك كان من الدرجة الأولي |
Şimdi ise Birinci sınıf bir psikopat ve beni insanların hayatlarını yok etmek için kullanıyor. | Open Subtitles | الآن هو مضطرب عقلي من الدرجة الأولي و يستغلني لتحطيم حياة الناس |
İki dava birinci derece cinayet sanığı olduğun için iki dava da tecavüzden. | Open Subtitles | جريمتين من الدرجة الأولي ظروف خاصة 0 جريمتي أغتصاب000 |
Anlaşılan uyuşturucu satışından birinci derece cinayete geçiş yapmışsın. | Open Subtitles | . فورد ، يبدو انك ترتفع تذهب من تهريب المخدرات الي قتل من الدرجة الأولي |
Bir avuç işe yaramaz dallamayı alıp Birinci sınıf aracı haline getirdin. | Open Subtitles | لقد قمت بتحويل مجموعة من الخاسرين الي بائعين من الدرجة الأولي |
Ama Birinci sınıf astsubaymış ve Haziran 2003'te şerefle terhis edilmiş. | Open Subtitles | ولكنه كان عريف من الدرجة الأولي وتم تسريحه بشرف في يونيو عام2003 |
Hastanede resepsiyonist, sarı saçlı, mavi gözlü, çıplakken 47 kilo, pijamalarıyla uyur, Birinci sınıf bir aşçı ve o soru sormaz! | Open Subtitles | شقراء ، وذات عينان زرقاوان ووزنها الصافي 105 رطل وتنامبالبيجاما! وطاهية من الدرجة الأولي و لا تطرح العديد من الأسئلة |
Dolandırıcılar. Her ikisi de. Birinci sınıf hırsızlardır. | Open Subtitles | هما محتالين _كلا منهما _لصوص من الدرجة الأولي. |
Birinci sınıf olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن يكون من الدرجة الأولي, أتعلم؟ |
Seni Figueroa'da bir taksi bekliyor ve havaalanında da Birinci sınıf bir bilet. İyi şanslar. | Open Subtitles | -هناك سيارة أجرة في انتظارك عند فيجاروا وأيضاً تذكرة طيران من الدرجة الأولي في المطار |
birinci derece polis cinayeti olduğu için bölge başsavcısı daha fazla hata yapmak istemiyor. | Open Subtitles | لانها جريمة قتل من الدرجة الأولي لضابط شرطة. ولا يرغبوا بإرتكاب المزيد من الأخطاء. |