ve ilacın vereceği aynı tepkiyi alırsınız, hatta bazen plasebo o etki için tasarlanan ilaçtan daha fazla etki gösterir. | Open Subtitles | وما يحصل هو أن البلاسيبو يـُنـْتـِـجُ نفسَ المفعولِ، إن لم يكن أكبر أحيانا من الدواء المفروض أنه صمم لذلك المفعول |
Biz iki veya üç ilacın olumlu yönde etkileşimleri bulduk, | TED | وجدنا نوعين أو ثلاثة أنواع من الدواء تتفاعل فيما بينها بطريقة إيجابية. |
Ta ki bir arkadaşı Hindistan'dan ilacın markasız versiyonunu getirene kadar. | TED | و في ذلك الوقت كان له صديق يسافر إلى الهند ، وكان ياتي له من هناك بأنواع بديلة من الدواء. |
Hesaplamaları yaptık ve sonuca ulaştık, tamam, 80 ile 150 civarında bir ilaç sayısına ihtiyacımız var. | TED | تحتاج ما بين 80 و 150, أو شيء من هذا القبيل من الدواء. |
Onun üniversiteye gidip mühendis olmasını isteriz, ama bağışlarımız sadece temel şeyleri baz alıyor: Çadır ve battaniyeler, yatak ve kap kaçaklar, erzak ve bir miktar ilaç. | TED | نودّ لو نساعده على الذهاب إلى الجامعة ونساعده ليصبح مهندساً، ولكن الأولوية لتمويلكم يركز على أساسيات الحياة: الخيام والبطانيات والفرش وأدوات المطبخ والحصص الغذائية والقليل من الدواء. |
Bir çeşit kızıl derili grip ilacı. | Open Subtitles | انه نوع من الدواء الهندي لعلاج الانفلونزا |
Bir ilaç başka bir maddeyle bir araya geldiğinde ilacın tek başına kullanılmasının yol açtığı etkilerden daha farklı ilaç etkileşimlerine sebep olur. | TED | تحدث التفاعلات الدوائية عندما يسبب مزيج من الدواء مع مادة أخرى تأثيرات مختلفة عن تلك التي تسببها كل منها على حدة. |
Nobuo Tanaka biraz evvel oraya gidip yeni ilacın numunelerinden birini aldı. | Open Subtitles | آه نوبو.. تاناكا نوبو ذهب الى هناك منذ فترة وجيزة ويبدو بأنه أخذ عينة من الدواء الجديد |
Mesela, bir ilacın patent alabilmesi için iki ayrı olayda placebodan daha etkili olduğunu göstermesi lazım. | Open Subtitles | على سبيل المثال، من أجل ترخيص دواء عليه أن يبين أنّه أكثر تأثيراً من الدواء الوهمي عَبرَ اختبارين. |
Bu ilacın ne olduğunu, benden daha iyi biliyorsundur. | Open Subtitles | إنكَ تعرِف هذا النوع من الدواء أكثر منِّي |
Şu an için bildiğimiz, meydana gelen olayın reçeteli bir ilacın aşırı dozda kullanımından kaynaklandığı yönünde. | Open Subtitles | ما نعرفه الآن هو أنها على الأغلب كانت حادثة نتيجة مزج جرعة زائدة من الدواء معالكحول.. |
Oğlunun hastalığı geçtiğinde şişeyle beraber ilacın geri kalanını yakacağına söz vermelisin. | Open Subtitles | عندما يختفي المرض أريدك أن تعديني أنك ستأخذين ما يتبقى من الدواء وتحرقينه، القارورة وكل شيء، أتفهمين؟ |
Google'ı açıp, aldığı iki ilacın veya tek ilacın adını yazıp yan etkilerini araştırırsın. | TED | ستفتح محرك البحث "غوغل" وتكتب اسم هذين النوعين من الدواء أو نوعا واحدا فقط، وتُضيف "الأعراض الجانبية." |
- Ve derhal iki ilacın seri üretimine başlamalıyız: | Open Subtitles | وعلينا أن نبدأ بإنتاج نوعين من الدواء |
Yapılması gereken düzenleyiciye gidip ve bizim şu iki deneyimiz var demek, bu ilacın placebodan daha etkili olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | و الذي تحتاج القيام به هو أن تمضي إلى المنظّمين و تقول لدينا هذين اﻹختبارين، الذي يُظهر أن الدواء أكثر تأثيراً من الدواء الوهمي. |
İlaç nedir? Bir ilaç hidrojen, karbon oksijen, nitrojen ve birkaç diğer atomun tümünün kabaca bir şekil almasıyla yapılır ve gerçekte bu özel ilacın hedefi tutup tutmayacağını belirleyen bu şekillerdir. | TED | ما هو الدواء؟ الدواء يتكون من جزيئات صغيرة من الهيدروجين, الكربون, الاوكسجين, النيتروجين, وذرات اخرى كلها متراصة معا في شكل معين وهذه الاشكال هي التي تحدد في الحقيقة اذا ما كان هذه النوع من الدواء سوف يصيب هدفه |
Bu da ilacın numunesi. | Open Subtitles | وهذه عينة من الدواء |
Bir mikrobaloncuk düşünün, ilaç ve manyetik maddelerle dolu olsun, kan dolaşımımıza enjekte edilsin. | TED | تخيل فقاعة ميكروسكوبية معبأة بمزيج من الدواء وجسيمات مغناطيسية وحُقِنت في مجرى الدم. |
Doktor bundan yazdı. Biraz önleyici ilaç. | Open Subtitles | تماماً كما وصف الطبيب القليل من الدواء الوقائي |
Ve ben “ hah, bu iki ilacı alan milyonlarca Amerikan var” dedim | TED | فقلت، "آه، يستعمل الملايين من الأمريكان هذين النوعين من الدواء." |
Sonunda 3 farklı merkezde bu iki aynı ilacı alan 150 hastamız vardı ve onların glikozlarında önemli ölçüde artış saptandı. | TED | لذا في النهاية، حصلنا على 150 مريضا من ثلاثة مراكز طبية متنوعة أخبرونا بأن هؤلاء المرضى يتناولون هذين النوعين من الدواء ويشهدون ارتفاعا ملحوظا في نسبة الغلوكوز. |