Brezilya ve Küba'dan 50.000 metrik ton şeker ithal ediyoruz. | TED | نحن نستورد 50،000 طن متري من السكر من البرازيل وكوبا. |
10 ve 11 ham şeker, bir ay öncesine kadar pound başına 7.65 ile 8 sent arasındayken son açılışta, fiyat verilmedi. | Open Subtitles | قبل شهر 10 و11 من السكر الخام حددت بسعر 7 وخمسة أثمان الى 8 سنت للرطل في الافتتاح الاخير لم يحدد سعرها |
Tencereye şeker ve tereyağı... portakal suyu ve rendelenmiş portakal kabuğu koyuyorum. | Open Subtitles | ولديّ مزيج من السكر والزبدة وعصير البرتقال وكمية كبيرة من قشر البرتقال |
Evet, tamam. Az yağIı, Şekersiz yoğurtlu muzlu çörek istiyor. | Open Subtitles | حسناً، هي ستأخذ فطيرة موز قليلة الدسم وخالية من السكر |
İki şekerli bir çay istedi. | Open Subtitles | طلب منى فنجان من الشاى و قطعتين من السكر |
şekerin artık üzerimdeki etkisini açıkça göstermesiyle ve Amata'daki mahvoluşa tanıklık etmem nedeniyle... | Open Subtitles | مع وضوح الـتأثيرات السلبية علي من السكر و مشاهدة تأثيره على مجتمع أماتا |
Yani temel olarak karaciğerinize yüksek seviyede bir şeker dalgası gönderiyorsunuz. | Open Subtitles | فبكل بساطة لدينا هذه الموجه من السكر التي تذهب الى كبدك |
Tek seferde 30 litre demliyorum. ve hâlâ sıcakken, birkaç kilo şeker ekliyorum. | TED | أخمر 30 لترا من الشاي تقريبا في كل مرة، ثم وحين لا يزال ساخنا، أضيف بضع كيلوات من السكر. |
Dükkanda şeker tabakalarına yazmaya yarayan şu makinelerden biri vardı. | TED | كان المتجر يتوفر على إحدى تلك الآلات التي يمكنها الطباعة على ألواح من السكر. |
Benim kendi ülkem, Uganda'nın Avrupa birliğine 50.000 metrik ton şeker ihraç etme kotası bulunuyor. | TED | مدينتي، يوغندا لديها حصص لتصدير 50،000 طن متري، من السكر لسوق الإتحاد الأوروبي. |
Ve azıcık şeker yemek, daha fazlasının yenmesine yol açıyor mu? | TED | وهل تناول القليل من السكر يجعلك تطلب المزيد؟ |
Bütün şeker çeşitlerini düşünelim. | TED | إذاً، لنتفكر في كل تلك الأنواع المختلفة من السكر. |
Fincan tabağının üzerinde iki paket şeker vardı. | TED | وعلى طبق الفنجان كان هنالك ظرفين من السكر |
Bu 15 gece boyunca, günde 6 parça şeker ve 2 bisküvi ile yürümek demek. | Open Subtitles | ذلك يعنى السير مع 6 كتل من السكر وقطعيتن من البسكويت فى اليوم |
Hiç durmaksızın şeker yığınına üşüşen karıncalar gibi. | Open Subtitles | واحداً تلو الآخر كالنمل المنجذب لكومة من السكر |
Fakat New York kadınları Şekersiz bir hayatı kabul etti mi acaba? | Open Subtitles | ولكن هل النساء نيويورك استقر لوجود الخالية من السكر كذلك؟ |
Ben fındık ile çikolata, Şekersiz, ve çikolata. | Open Subtitles | لدي الشوكولا ، الخالية من السكر والشوكولامع البندق. |
Şekersiz sakız da tatlandırıcı olarak sorbitol kullanılır. | Open Subtitles | اللبان الخالي من السكر يستخدم السوربيتول كمحلي |
Pudra şekerli Fransız tostunu da ekleyebiliriz. | Open Subtitles | من الممكن بعض الخبز الفرنسي مغطي ببعض من السكر |
Pudra şekerli Fransız tostunu da ekleyebiliriz. | Open Subtitles | من الممكن بعض الخبز الفرنسي مغطي ببعض من السكر |
O kadar çok seviyormuş ki dişleri şekerden dolayı çürümüş ve kararmış. | Open Subtitles | ولع كبير جدا حتى اصبحت اسنانها متعفنه وتحولت لونها للاسود من السكر |