Eğer etraftaki kuşlara bakarsanız ki körfezde birçok kuş türü var aynı şekilde yılın belli zamanlarında burada toplaşıp sonra gittiklerini görürsünüz. | TED | واذا نظرنا الى الطيور سنجد ان هناك الكثير من الطيور في الخليج التي تتجمع في اوقات معينة من العام ولكنها ترحل لاحقا |
Çünkü dünyada bugün 8,650 farklı kuş türü var, bay Carter. | Open Subtitles | لان هناك فيما يقرب من 8.650 من الطيور علي وجه الارض |
Fakat yırtıcı kuşların yanında anakaralarda birkaç uçamayan kuş hayatta kalmıştır. | TED | لكن القليل من الطيور التي لا تطير تمكّنت من النجاة على اليابسة جنبًا إلى جنب مع الكثير من الحيوانات المفترسة. |
kuslar ve minik kuzular, hepsi bir arada uyuyor. | Open Subtitles | بين المرجة الامامية والساحة الخلفية من الطيور الى صغار الخراف |
Duyduğuma göre bayağı kopuk kuşun varmış. | Open Subtitles | سمعت ان لديك افضل مجموعة من الطيور |
buraya çoğu yaralı yabani kuşlar ya da rakun köpekleri de getirilir. | Open Subtitles | العديد من الطيور و الحيوانات المجروحة مثل كلب الراكون تجلب إلى هنا |
Gerçekten, burada bir sürü kuş var en az onun kadar iyi belki daha bile iyi. | Open Subtitles | بكل جدية يوجد الكثير من الطيور في هذه المنطقة جيدون بقدر ذلك الطائر و ربما أحسن |
Sadece müzikal bir fırtına ve yıldırım da değil, ayrıca ıslak, korkmuş ve mutsuz olan daha çok kuş vardır. | TED | ليس هناك الرعد والبرق الموسيقيان فقط، ولكن الكثير من الطيور أيضاً، مُبللين، خائفين، وغير سعداء. |
Haydi, bir sürü kuşu bir arada görebiliriz. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الطيور لمشاهدتها |
- Ama Lloyd, Billy'nin orada 100'ün üzerinde nadir kuşları var. | Open Subtitles | لويد, لكن "بيلي" لديه المئات من الطيور الغريبه هناك وماذا؟ |
Bir antilop sürüsü, bir balık sürüsü, ya da bir kuş sürüsü... | TED | قطيع من الثيران، فوج من الأسماك، سرب من الطيور. |
Yılanların kızılötesini algılamak için ısı çukurları var, hayalet balıklarının elektrik alıcıları ve yıldız burunlu köstebeğin 22 parmaklı uzantısı var, bununla çevresini hissederek dünyanın 3B bir örneklemini oluşturuyor ve birçok kuşun manyetiti var, bu sayede yönlerini gezegenin manyetik alanına göre buluyorlar. | TED | تمتلك الأفاعي مثلاً تجاويف تتحسس الحرارة أما السمكة الفراشة فتمتلك مستقبلات كهربائية ويمتلك الخلد ذو الأنف النجمي ذيلاً ملحقاً يتألف من 22 إصبعاً يشعر من خلاله بما يحيط به ويبني بواسطته عالماً ثلاثي الأبعاد وتمتلك الكثير من الطيور مغناطيساً يمكنها من التوجيه عبر الحقل المغناطيسي للكرة الأرضية. |
Burada gördüğünüz hindi akbabası çok havalı çünkü gerçekten koku alabilen az sayıdaki kuş türünden biridir. | TED | النسر الرومي الذي تشاهدونه الأن رائع على نحو خارق، لأنه واحد من الطيور القليلة التي لها قدرة حقيقية على الشم. |
Pardon. Bunların hangi kuş türü olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | عذراً، أيمكنك إخبارنا أيّ نوع من الطيور هذا؟ |
Burda kaç kuş türü olduğunu bilsen şaşardın. | Open Subtitles | ستدهش عندما ترى أنواع عديدة من الطيور هنا |
Sadece bu yıl 67 kuş türü gözlemledim. | Open Subtitles | كتبت فيها بمفردي 67 نوعاً من الطيور هذا العام |
Birinci ipucu, modern kuşların çatal kaburgalarıydı. | TED | كانت الفكرة الأولى: الأضلاع المتشعبة من الطيور الحديثة. |
Bunlar kızkardeşimin doğum günü için 11 yaşına girecek bu yüzden kuşların fazla ...ayan beyan olmalarını istemem. | Open Subtitles | هذا لشقيقتي في يوم عيد ميلادها الحادي عشر انا لا ارغب بزوجين من الطيور ان هذا كثرا |
kuslar ve minik kuzular, hepsi bir arada uyuyor. | Open Subtitles | من المرجة الامامية الى المرجة الخلفية من الطيور والى صغار الخراف |
Duyduğuma göre bayağı kopuk kuşun varmış. | Open Subtitles | سمعت ان لديك افضل مجموعة من الطيور |
Manastırdan gelme şaraplar kuzu eti ve lezzetli kuşlar. | Open Subtitles | النبيذ، جاء من قبل الإخوة في الدير اللحم، والعديد من الطيور اللذيذة |
- Orada bir sürü kuş var. - Aman Allahım, evet! | Open Subtitles | - هناك دائما الكثير من الطيور"يقصد الفتيات"00 |
Ben, dallarına pek çok kuş konan sağlam bir ağacım. | Open Subtitles | أنا شجرة قوية لها فروع تحمل على عاتقها الكثير من الطيور |
Ölü olmalarının dışında o kadar çeşitli kuşu bir arada görmek bile tuhaftı. | Open Subtitles | من الغريب رؤية مجموعة متنوعة من الطيور في مكان واحد ناهيك على ان جميعهم ميتين ! |
Ama, Lloyd, Billy'nin orada 100'ün üzerinde nadir kuşları var. | Open Subtitles | لويد, لكن "بيلي" لديه المئات من الطيور الغريبه هناك |
Ekmekleri almaya başlıyorum ve aniden bir kuş sürüsü bana saldırıyor. | Open Subtitles | و عندما أذهب لألتقط الخبز يهاجمني حشد من الطيور فجأة |
Bu kesit, Peter Szöke'nin, altında ne olduğunu açığa çıkarmak için birçok kuşun sesini kaydettiği ve yavaşlattığı 1987 yılı Macar kaydı "kuşların Bilinmeyen Müziği"nin bir parçası olarak yayınlandı. | TED | لقد تم إصدار هذا الصوت ضمن التسجيل الهنغاري لبيتر سوكه سنة 1987 "الموسيقى المجهولة للطيور" حيث قام بتسجيل أصوات مجموعة من الطيور واعتماد الوتيرة البطيئة ليكتشف ما يكمن وراءها. |
Devekuşu, yaklaşık 60 tane uçamayan kuş türünden biridir. | TED | إن طائر الشبنم هو واحدٌ من أصل 60 فصيلة حية تقريبًا من الطيور التي لا تطير. |