Defter, Batı'dan gelecek cadının bu diyara bir hortum sayesinde getirildiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول الكتاب بأن هذه الساحرة من الغرب ستأتي لهذه الأرض بواسطة إعصار |
Diğer bir zorluk ise koloni zihniyeti; Batı'dan gelenin hep en iyi olduğu sanısı. | TED | والتحدي الآخر هو العقلية الاستعمارية بأن ما يأتي من الغرب هو الأفضل. |
İlk olarak, Batı'dan yeni bir içerik alıp yayınlamak gerekiyordu. | TED | أولا، علينا شراء برامج الكوميديا من الغرب و نبثها. |
Böylece 180 derecelik bir açı ile, batıdan gelebilecek her şeyi görürüz. | Open Subtitles | سيكون لدينا رؤيه على مدى 180 درجه لاى شئ ياتى من الغرب |
aslında düşüncem bu aslında çok da batıdan doğuya bir kayma değildir; daha farklı bir şey oluyor. | TED | أعتقد في الواقع هذا ليس حقيقة تحولا من الغرب إلى الشرق؛ شيء مختلف يحدث. |
biri daha gitti sinyal batıda yoğunlaşıyor tamamdır ateş açıyorum | Open Subtitles | واحد اخر انتهى واحد يقترب من الغرب انا اتولى هذا |
Batı'nın bu kesiminde herkes bir şeyler arıyor. | Open Subtitles | هناك دائماً شخص يبحث عن شيء في هذه المنطقة من الغرب |
Batı tarafından gelen beyaz kapalı kasa kamyonet. | Open Subtitles | إنها شاحنة بيضاء قادمة من الغرب |
En basit söylemle, güç Batı'dan Doğu'ya kayıyor. | TED | وبصيغة أبسط هذا التغير هو، تنقل القوة من الغرب للشرق. |
Orta Batı'dan gelen hoş, genç bir çift hakkında. | Open Subtitles | إنها عن هذان الزوجان اللطيفان الذان جاءا من الغرب الأوسط |
Ya 'Ülke liderlerimiz sürdükleri lüks yaşantı için Batı'dan para alıyorlar' diyen? | Open Subtitles | وأن حكامنا يستلفون من الغرب ليعيشوا حياة الرفاهية؟ |
Eski Batı'dan daha kötü bir sürü yer var. | Open Subtitles | هناك العديد من الأماكن الخطرة أكثر من الغرب القديم. |
Amerikalıların da şehre Batı'dan girebileceğini biliyorduk. | Open Subtitles | علمنا أيضًا أنّ الامريكان قد يقتحموا المدينة من الغرب |
Çoğu insan Batı'dan Doğu'ya seyahat ederek alabileceği ne varsa aldı. | Open Subtitles | هيلدجرادههيربيرغر مقيمة في برلين سافر أناس عديدون من الغرب إلى الشرق بصورة متكررة وبالطبع اشتروا قدر ما استطاعوا |
Kampanya Arapça'yı korumak için bir slogan başlattı, "Ben senle doğudan konuşuyorum, Sen bana batıdan cevap veriyorsun." | TED | حملة الحفاظ على اللغة العربية أطلقت شعار يقول: أخاطبك من الشرق، فترد من الغرب. |
Buna ek olarak, rejim batıdan alınan borçlara bağımlı idi. | TED | بالإضافة، كان النظام معتمدا على ديون من الغرب. |
Fakat sonra Mayaların tahta silahlarına karşı kendilerini yenilmez kılan metal kılıçlarıyla batıdan işgalciler geldi. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك أتوا غزاة من الغرب يحملون سيوف معدنية جعلتهم لا يقهرون أمام أسلحة المايا الخشبية |
Taşlar bu yabandomuzu tanrısının batıda uzak bir yerden geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | الأحجار تخبرني ان هذا الالهه أتى من الغرب البعيد |
Kari'nin çocukluğu doğu yakasında geçmişti Phillip'inki ise batıda. | Open Subtitles | كاري نشأت في الجهه الشرقيه من المدينه أما فيليب من الغرب |
Batı'nın yaratıcılığı ve yaşamsallığı, Doğu'nun zekası ve deneyimi. | Open Subtitles | الحيويه و الابداع من الغرب و الحكمه و الخبره من الشرق |
Kum tepelerinin aşağısında uzanan birkaç ev Vahşi Batı'nın hayalet bir kasabası gibi duruyor. | Open Subtitles | عند أسفل التلال بعض أكواخ توحي ببلدة أشباح من الغرب الأمريكي |
Bu da senin Batı tarafından olduğun demek oluyor. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ من الغرب. |