Kötü senaryoların ne kadar kötü olduğunu görmek eğlenceli olabiliyor. | Open Subtitles | أحيانا ، من الممتع رؤية كيف تكون أسوأ أنواع الكتابة |
Yarı köpeğin koşmasına izin verin. Ona karımızı yedirmek eğlenceli olacak. | Open Subtitles | دع نصف الكلب يركض سيكون من الممتع رؤيته وهو يتعثر خلفنا |
Ayrıca, eğer bebek birkaç ay etrafta olursa çok eğlenceli olur. | Open Subtitles | إضافة إلى أنه من الممتع وجود الرضيع بالقرب مني لبضعة شهور |
- Tamam. Demek istediğim, bir süreliğine tek şef doktor olmak güzeldi. | Open Subtitles | الموضوع هو,أنه كان من الممتع أن أكون الرئيسة الوحيدة لفترة, تعرف هذا؟ |
Fakat sizler de benim gibiyseniz, bunları düşünmenin zevkli olacağını keşfedeceksiniz. | TED | ومع ذلك إذا كنتم تشبهونني في شيء فستجدون أنه من الممتع التفكير بهذه الأشياء. |
Ama bunda harikaydın. eğlenceliydi. | Open Subtitles | ولكنك كنت عظيم في ذلك لقد كان من الممتع. |
Çocuklar sadece eğleniyordu. Bilirsin, Şampiyon'u dövmek eğlencelidir. | Open Subtitles | إنهم مجرد مجموعة صبية يمرحون فكما تعلم، إنه من الممتع أن تهزم البطل |
Menkıbelerimizin ortak ve farklı yönlerini karşılaştırmamız çok güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الممتع مقارنة هذه الأجزاء من الأسطورة التي نتشاطرها مع تلك التي نختلف فيها |
Böyle bir yerde tek başına kalmak eğlenceli olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس من الممتع ان تكوني وحيدة في الحفلات كما الان |
Yağmur altında lastik değiştirmek pek eğlenceli değil, değil mi? | Open Subtitles | ليس من الممتع تغيير الاطارات و الجو ممطرا, اليس كذلك؟ |
Çok romantik aşk mektupları yazdı ve şarapla çok eğlenceli biriydi. | Open Subtitles | لقد كتب لي رسائل رومانسية وقد كان من الممتع الشرب معه |
Dışarı çıkarsa eğer öldürülebileceği bir kızla vakit geçirmek sadece eğlenceli değildi. | Open Subtitles | ليس من الممتع أن أتسكع مع الفتاة التي قد أبذل المستحيل لمواعدتها |
Bugün size göremediğiniz bir şeye bakmanın ne kadar eğlenceli olabileceğini göstermek için buradayım. | TED | أنا هنا لأعرض عليكم كيف لشيء لا تستطيع رؤيته يمكن أن يكون من الممتع جداً النظر إليه. |
Tamamen görsel örnekler gösterdim, çünkü bakması gerçekten eğlenceli. | TED | لقد أريتكم أمثلة بصرية بحتة لأنه من الممتع النظر اليها |
Gördüğünüz gibi şehirdeki bileşenlerin, eski topografiye göre nerelerde olduğunu görmek oldukça eğlenceli. | TED | من الممتع أن نبحث عن أماكن بعض الأشياء المتعلقة بالتضاريس القديمة. |
Ah, Tanrım, o süper birisi. Yarı-abimle zaman geçirmek çok güzeldi.Yani, bizim yarı-abimiz. | Open Subtitles | لقد كان من الممتع قضاء ذلك الوقت مع نصف أخي, أعني نصف أخونا. |
Bu son teslimat. Sizinle iş yapmak güzeldi çocuklar. | Open Subtitles | هذه آخر شحنة كان من الممتع العمل معكم أيها الرفاق |
Ya bu zenginlerin çapkınlarını izlemek ne zevkli! | Open Subtitles | من الممتع مشاهدة الأغنياء وهم يسيئون التصرف |
Sizinle takılmak çok eğlenceliydi fakat sonuçta burası yuvam. | Open Subtitles | ولكن بقدر ما كان من الممتع مصاحبتكما هذا هو موطني |
Ve somurtmayı kes. Dışarda uyumak eğlencelidir. | Open Subtitles | وتوقفي عن العبوس من الممتع النوم في الخارج |
Hayvanı yiyemiyorsun sonra ama patlamalarını izlemek çok güzel. | Open Subtitles | لايمكنك أكلهم بعد ذلك، لكنه من الممتع رؤيتهم ينفجروا |
Geleceğin neye benzeyeceğini ve gerçekte neye dönüştüğünü düşünmek hep komik olmuştur. | TED | من الممتع دائما ما كنت تعتقد أنه سيكون عليه المستقبل مقابل ما يحول إليه الأمر. |
Yani, uygun bir ortamda Andy'i şarkı söylerken dinlemek, çok keyifli. | Open Subtitles | أعني إنه من الممتع سماع أندي يغني في مقاعد غير مناسبة |
Tanıştığımıza memnun oldum. Arayı uzatma. | Open Subtitles | جوش , كان من الممتع لقاؤك و انا أيضا , سنبقى على إتصال |