Parkın diğer ucunda, 8 ay önce buna benzer bir ceset bulmuştuk. | Open Subtitles | تعاملنا مع واحدة كهذه على الجانب الآخر من المنتزه قبل ثماني أشهر |
Tahminimce biz Parkın yanlış bölümünde geziniyorduk. | Open Subtitles | أظن أننا كنّا نتجوّل في الجزء المحظور من المنتزه |
Parkın bu köşesi, gidip oturacağınız ve sadece düşünebileceğiniz güvenli bir yer olacak. | Open Subtitles | تلك الزاوية من المنتزه ستكون مكانا أمنا أينما تستطيع أن تذهب و تجلس لتفكر |
parktan döndüğümüz zaman sahibe bizi bekliyordu. | Open Subtitles | عندما عدنا من المنتزه السيدة كانت فى أنتظارنا |
Charlie parktan kaçırılmadı, alışveriş merkezinde kaçırıldı. | Open Subtitles | لم يؤخذ تشارلي من المنتزه لقد تم خطفه من مركز التسوق |
Parkın kuzey uçlarında bir çalılığın altındaydı. | Open Subtitles | كانت بين الحشائش في الأجزاء الشمالية من المنتزه |
Kadının orada olması gereken zamanda Parkın o bölgesinde değillerdi. | Open Subtitles | لم يكونوا في ذلك الجزء من المنتزه في الوقت الذي يفترض أن تكون فيه |
Sen Parkın doğu tarafındaki evleri kapı kapı dolaş. Yeni taşınanları. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب الى جميع المنازل في الجانب الشرقي من المنتزه , بذلك الحي الجديد. |
Parkın yakınında yaşayan bir çift onu gördü. | Open Subtitles | اثنان ممن كانوا يسكنون بالقرب من المنتزه شاهدوه |
Ama güzel bir mahallede Parkın yanında bir ev alacağım sen de ziyaretime geleceksin. | Open Subtitles | سأشتري مكانًا في حي لطيف قريب من المنتزه وبإمكانك الزيارة. |
Sonra kalktım ve biraz yürümeye başladım ve birçok yeşil balon görüyordum, bi sebepten dolayı oradaydılar herkes Parkın diğer tarafındaydı! | Open Subtitles | و بعدها نهضت , و بدأتُ أمشي بالجوار, و رأيت , يوجدُ الكثيرَ من البالونات الخضراء بالأعلى هناك, لسببٍ معيّن, من الجانبِ الآخر من المنتزه.. |
Parkın diğer tarafındayım zaten. | Open Subtitles | لأنها هنا على الجانب الآخر من المنتزه |
Belki de Parkın bir bölümünün adını "Jamm Bölgesi" koyarız? | Open Subtitles | ربما نسمي جزء من المنتزه منطقة جام - |
Ben, Parkın hemen yanındaki Taylor caddesindeyim. | Open Subtitles | أنا في "تايلر" بالقرب من المنتزه |
Parkın, Rue Jan Buridan'ın yakınında yaşıyorlar ve ikisi de Bourg'u o zaman aralığında parkta dolaşırken gördüğüne emin. | Open Subtitles | يسكنان بالقرب من المنتزه في جان بوريدان وكلاهما متأكدان من أنهم رأوا (بورغ) يتمشى في ذاك المنتزه في ذاك الوقت |
Jorn'dan tema Parkın hard diskini istemek Julien Baptiste'in fikriydi. | Open Subtitles | كانت فكرة (جوليان بابتيست) أن أطلب من (غورن) لكي نتوصل إلى القرص الصلب من المنتزه |
Muhtemelen 4:30'da parktan ayrılmış. | Open Subtitles | محتمل توجهها من المنتزه في الرابعة والنصف |
parktan 2 blok öteye görünmez barikat kurun | Open Subtitles | قوموا بتجهيز دعم غير مرئي في محيطين من المنتزه |
Birileri parktan bilgi sızdırmak için ev sahiplerimizi kullanıyor. | Open Subtitles | أحدهم يستخدم المضيفين لتهريب معلومات من المنتزه |