Dedi ki; köyünde bir karınca tepesindeki karıncalardan bile fazla insan varmış. | Open Subtitles | قال قريته ديها عدد أكبر من الناس من النمل في تل النمل. |
karıncalar hiçbir zaman karınca üretmez, koloniler koloni üretir. | TED | النمل لا ينتجون المزيد من النمل على الإطلاق، ولكن المستعمرات ينتجون الكثير من المستعمرات. |
Burada hareket halinde birçok karınca görüyorsunuz, tüp geçitlerle diğer iki alana bağlanan bir laboratuvar alanında etkileşiyorlar. | TED | هنا تشاهدون العديد من النمل يجولون ويتواصلون في ميدان في المختبر متصل بميادين أخرى عن طريق أنابيب. |
Böylece daha yaşlı kolonilerdeki oldukça durağan oldukları görülen karıncalar... ...genç kolonideki karıncalardan daha yaşlı değildirler. | TED | كذلك ، فيبدو النمل في المستعمرة الاكبر عمراأكثر استقراراً فهم ليسوا أكبر من النمل في المستعمرات الشابه. |
Wilson da vücudunda karıncaların yürüdüğünü mü görüyor? | Open Subtitles | وهل يتخيّل ويلسون جيشاً من النمل يغزو جسده أيضاً؟ |
Tıpkı bir nöronun diğer nöronlardan gelen uyarıyla ateşlenmeye karar verip vermemesi gibi, bir karınca da diğer karıncalardan gelen uyarıyla besin arama konusunda karar verir. | TED | فمثلما تجمع الخلية العصبية المحفّزات من الخلايا الأخرى لتقرر ما إذا ستنطلق، فإن النملة تجمع المحفّزات من النمل الأخر لتقرر إذا ما ستخرج للبحث عن الطعام. |
Hepimiz karınca gruplarını veya buna benzer şeyleri, piknikte patates cipsi taşırken falan görmüşüzdür. | TED | جميعنا رآى مجموعة من النمل أو نموذجا من ذلك تقوم بأخذ رقائق البطاطس خلال النزهة، على سبيل المثال. |
Hey, Ray. Yukarıda yarım bir sandviç ve ona dadanan bir sürü karınca var. | Open Subtitles | هيي راي هناك مجموعة من النمل تتحرك نحو بقايا شطيرة هنا |
Şuna bak! Bir karınca hattı! Bir takım gibi çalışıyorlar! | Open Subtitles | انظر الى هذا انه خط من النمل انهم يعملوا كفريق واحد |
* İzin verme hayatının * - 6 yaşındayken... * Boşa geçmesine * - ...karınca çiftliğim vardı. | Open Subtitles | عندما في الـ6 من العمر, كانت لديَّ مزرعة من النمل, |
Ağaçta akrobat karınca kolonisi ve ağacın kabuğunda da kan emici sinek larvaları var. | Open Subtitles | يوجد مستعمرة قوية من النمل الذي يحرق الجثة في تلك الشجرة و التي كانت تتغذى على الجثة تماماً مثل يرقات التابانيد |
Bu dağlarda bolca karınca ve eşek arısı bulunur. | Open Subtitles | هناك الكثير من النمل و النحل الكبير في هذا الجبل |
Dolaptaki şeker çantama doğru giden bir karınca sürüsü var ve şeker yemekten yoruldukları zaman orada olmak istemiyorum. | Open Subtitles | هناك مجموعة من النمل تتناول من حلوى الهلويين التي في الخزانة ولا اريد ان ابقى هناك |
Çocuk merkezinde çok fazla karınca var. | Open Subtitles | النمل يوجد الكثير من النمل في ، التيين سنتر |
Burası, karıncalardan kanser hakkında bir şeyler öğrenebileceğimi düşündüğüm yer. | TED | والآن هذا هو المكان الذي أعتقد أنه يمكننا أن نتعلم شيئًا من النمل عن السرطان. |
Böylece bazı mavi bakımcı karıncalar oluştu. | TED | فهنا بعض من النمل الأزرق العاملين في صيانة العش. |
Gözlerini aç ve yalnızca karıncaların ne yapmasını istiyorsan onu düşün. | Open Subtitles | افتح عينيك وفكر فقط فيما تريده من النمل أن يفعله. |