"من بقية" - Traduction Arabe en Turc

• geri kalanından
• geri kalanını
• geri kalanının

Organizasyonun geri kalanından 10 dakikalık üretkenliği çalan bir toplantıdır bu bir saatlik toplantı, ki aslında iki veya üç kişi ile birkaç dakika konuşma ile halledilebilecek şeylerdir konular.
انها 10 ساعات من الإنتاجية , مأخوذة من بقية المنظمة ليكون هذا الاجتماع لمدة ساعة واحدة التي ربما كان ينبغي التعامل معها من قبل شخصين أو ثلاثة بالحديث لبضع دقائق.

Ama asıl ilginç şeyi iskeletin geri kalanından edindik.
ولكن المعلومة المثيرة للاهتمام حقًا جاءت من بقية الهيكل العظمي.

Görünüşe göre çekirdek, geminin geri kalanından enerji çekiyor.
يبدو أن المركز ، يسحب الطاقة من بقية السفينة

İşini bilen adamları severim. Siz, evin geri kalanını kontrol edin.
أنا أحب الرجل الذي يعرف عمله بقية الرجال ,تحققوا من بقية المنزل

İhbar et. Ben de evin geri kalanını kontrol edeyim.
يطلق عليه في أنا gonna الذهاب والتحقق من بقية المنزل.

Evin geri kalanını kontrol edin.
إذهبوا وتحققوا من بقية المنزل.

Ve bu kelimeyi bulur bulmaz, hayatımın geri kalanının çoğunu buna adamayı istediğimi fark ettim.
وبمجرد أن توصلت إلى معنى تلك الكلمة... ...أدركت أنني أريد أن أكرّس... ...الجانب الأعظم من بقية حياتي لها.

Önemli değil. Dünyanın geri kalanından yeterince para kazanıyorum.
حسناً هذا , أنا عملت نقود كفاية من بقية العالم

Bu onun hayatının aşkı uzak aldı, ve şimdi hayatının geri kalanından sevgi götürmek için tehdit ediyor?
لقد أبعد الحب عن حياتها و الآن يهدد بأخذ الحب من بقية حياتها ؟

Dahası çavuşun yetenekleri grubun geri kalanından çok daha iyiydi.
و علاوة على ذلك، قدرات الرقيب كانت أفضل من بقية المجموعة حتى

Onu ayrılmış grubun geri kalanından.
لقد إنفصلا هنا من بقية المجموعة. أي فكرة لماذا حتى الآن؟

Ama dünyanın geri kalanından daha fazla suçlu değiliz.
ولكننا لسنا أقل ذنب من بقية العالم

Wraith de dahil olmak üzere galaksinin geri kalanından saklanmanın bir yolunu buldular ve hayatlarına devam edip kendi işlerine bakmaktan memnunlar.
وجدوا طريقة للاختفاء من بقية المجرة بما فيهم الريث, وهم سعيدين ...للاستمرار في حياتهم فقط بتدبير أمورهم الخاصة

Evin geri kalanını kontrol edeceğim ben.
أنا ستعمل تحقق من بقية المنزل.

Bay Molesley'i değil. Ama geri kalanını evet.
ليس من السيد (موزلي)، لكن من بقية الأمر

Katılımcıların verdikleri yanıtlar araştırmacıların varlığı, grubun geri kalanının toplumsal baskısı ya da yalnızca odak grupta yer aldıklarını bilmeleriyle bile etkilenebilir.
الأجوبة التي يعطيها المشاركون غالبا ما تتأثر بوجود الباحثين، الضغط الاجتماعي من بقية المجموعة، أو ببساطة معرفة أن لهم دورا في مجموعة التركيز.

Hayatımın geri kalanının ilk günü.
اليوم الأول من بقية حياتي