Biz içgüdüsel olarak etrafımızdaki boşluğun... sabit ve bölünmez olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نميل غريزياً للتفكير بأنَّ الفضاء من حولنا .مُتواصل و غير مُجزَّأ |
Bilimsel arayışın amacı sadece etrafımızdaki dünyadan faydalanmak olmamalı onu anlamak olmalı, temelini. | Open Subtitles | وينبغي ألا يكون الهدف من السعي العلمي مجرد للاستفادة من العالم من حولنا |
Bilimsel arayışın amacı sadece etrafımızdaki dünyadan faydalanmak olmamalı onu anlamak olmalı, temelini. | Open Subtitles | وينبغي ألا يكون الهدف من السعي العلمي مجرد للاستفادة من العالم من حولنا |
Tekrar ediyorum, biz bir yerde çevremizdeki dünyayı kendi tasarım çözümlerimiz için kullanıyoruz. | TED | مرة أخرى ، نحن نوعاً ما نستغل العالم من حولنا لإيجاد حلول لتصميماتنا. |
çevremizdeki insanların hayatımızı değiştirebileceği birçok yol var. | TED | هناك الكثير من الطرق التي يمكن بها للناس من حولنا المساعدة في تحسين حياتنا. |
Gözden uzak olmasına rağmen etrafımızda olan bir şeye inanmak. | Open Subtitles | حسنا لكى أؤمن بالاشياء من حولنا ولكنى مخفى عن عيوننا |
Ama bir şeyler yapıyor olmak gurur duymamızı sağlar, çünkü etrafımızdaki dünyayı bizim yaptığımızı düşünürüz. | TED | وكان هذا فخراً لنا ان نقوم بصناعة ما نحتاج اليه ان العالم من حولنا من صناعتنا |
Böylece yapıcılar teknolojiyi harmanladılar etrafımızdaki heryerde. | TED | إذا المخترعون يقومون بحصد التكنولوجيا من حولنا |
Ama ben suyun bize denge ve yaşamı sağladığını, etrafımızdaki insanların yaşantılarından bir şeyler öğrenip değişim yapma yetisini verdiğini düşünüyorum. | TED | لكن أعتقد أنه يعطينا القدرة لنظل متواضعين، لنكون حاضرين كي نتعلم ونتحول بقصص الناس من حولنا. |
İyilikte ve kötülükte, etrafımızdaki dünyayla ilgili inanılmaz hikayeler üretiyoruz, sonra dünya dönüyor ve bizi şaşırtıyor. | TED | تحمل السعادة والتعاسة ونحن نؤلف القصص من حولنا عن العالم الذي يحيط بنا ومن ثم يرتد العالم علينا .. ويفاجئنا |
Eğer karanlık madde ortalarda olmayı sürdürürse etrafımızdaki yıldızların yakıtları bitecek, yanmayı bırakacaklar. | TED | إذا استمرت الطاقة المظلمة في التواجد، النجوم من حولنا سوف تستخدم كل طاقتها النووية ، و سوف تتوقف عن الإحتراق. |
Ve tabiî ki mümkündür etrafımızdaki toplulukların yoğunluklarını artırma. | TED | واعتقد انه من الممكن حتماً زيادة كثافة المجتمعات من حولنا |
Doğru kimliği yaratırsak, etrafımızdaki dünyaya çok da mantıklı gelmeyen şeyleri söyleyebiliriz. | TED | عندما نقوم بخلق هوية ما، نستطيع قول أشياء للناس من حولنا لم يكونوا ليقتنعوا بها لولا ذلك الشيء. |
Demek istediğim etrafımızdaki kutsallığı görmek ve diğerlerine katılarak kutsal nesneleri, insanları ve düşünceleri tavaf etmek için evrildiğimiz. | TED | بل أعني أننا تطورنا لنرى القدسية من حولنا ولنلتحق بالآخرين كَفِرَق ونطوف حول أجسامَ مقدّسة ، وأُناس مقدسين ، ومعتقدات. |
Bu bilimin ortaya çıkma nedeni, bizim insan sistemlerimiz ile etrafımızdaki fiziksel dünya arasındaki benzerliklerin kullanılabileceğinin, yararlanılabileceğinin farkına varılması. | TED | وقد حدث ذلك لأن الناس بدأوا يدركون أنه يمكننا الاستفادة من المقارانات بين الأنظمة البشرية والطبيعية من حولنا. |
Karmaşıklığı anlamak istiyordum. çevremizdeki ve özellikle de hayvanlar alemindeki karmaşıklığı. | TED | أردت أن أفهم التعقيد، تعقيد العالم من حولنا و خصوصاً في مملكة الحيوان. |
Oksijen ve nitrojen gibi elementler ile sayısız toz parçacığı çevremizdeki havayı oluşturur. | TED | العناصر مثل الأوكسجين والنيتروجين، حتى جزيئات الغبار التي لا تحصى يشكلون الهواء من حولنا |
Oyunbaz ruh hali temelde araştırmacıdır, çevremizdeki dünyada yeni olanaklar aramaktır. | TED | الحالة الذهنية المرحة هي استكشافية على نحو أساسي، السعي إلي احتمالات جديدة في العالم من حولنا. |
etrafımızda gittikçe artan karmaşıklığı açıklıyor. | TED | يفسّران التعقيد المذهل الذي نشهده من حولنا. |
Yani unutuyoruz, ama uyumluyuz, ve etrafımızda durumlara çok iyi uyum sağlayabiliyoruz. | TED | نحن ننسى، ولكننا نستطيع أن نتكيف. ونحن نتكيف مع الأوضاع من حولنا بشكل جيد. |
Formlar, etrafımızda gördüğümüz şeylerin ve kavramların, ideal biçimleridir. | TED | والأشكال هي النسخ المثاليّة من الأشياء والمفاهيم التي نراها من حولنا. |
çevremizde olan biten derinleşip bizi de aşağı çektiğinde başvurduğumuz bir metot. | Open Subtitles | شيء نلتجأ إليه عندما تزداد الصعوبات من حولنا ، شيء نحتمي به |
Fakat her tarafımızda ultraviyole dünyası varsa neden biz göremiyoruz? | Open Subtitles | لكن إن كان عالم فوق البنفسجي هذا يُحيط من حولنا فما مغزى عجزنا عن رؤيته؟ |