"من حياتك" - Traduction Arabe en Turc

• hayatının bir
• hayatının en
• senin hayatının
• Bunlar hayatının
• hayatınızın
• hayatın
• hayatındaki
• hayatının ilk
• hayatından bir
• Hayatının geri
• onu hayatından
• senin yaşamının

hayatının bir gününü ona veremez misin?
ألا تستطيع إعطاء والدتك يوم واحد من حياتك ؟

Ve? "Ve"si yok. Bu senin hayatının bir parçası olabilir, benim değil.
اسمعي ,ربما يكون هذا جزءا من حياتك اليومية لكنه ليس كذلك بالنسبة لي

hayatının en büyük hatasını yapıyorsun ya da geriye ne kaldıysa.
انتِ تقومين باكبر خطا فى حياتك حسنا , المتبقى من حياتك

Güven bana, bilmek istemezsin. Bunlar hayatının saatlerini çalıyor.
صدقني، إنك لا تريد أن تعرف- ستسلب من حياتك ساعات و ساعات

Öğrenme sürecinde bir plan geliştirirseniz o ekstra zamana ihtiyacınız olmaz çünkü bunlar günlük hayatınızın bir parçası olur.
لو وضعت خطة لعملية التعلم، لن تحتاج إلى إيجاد المزيد من الوقت، لأن ذلك سيصبح جزءًا من حياتك اليومية.

Küçük Odessa'da büyüyen biri için, cinayet günlük hayatın bir parçasıydı.
،عندما تترعرع فى اوديسا الصغيرة يكون القتل جزء من حياتك اليومية

Aynen şu ana dek hayatındaki hiçbir şeyi onaylamadığımız gibi.
كما لم نوافق على أي جزء من حياتك حتى الآن

Merhababebeğim,seniniçinçokmutluyum. Bu yeni hayatının ilk günü.
حبيبتي انا سعيدة جدا, هذا اول يوم من حياتك الجديدة

Bana baktığında sanki kendi hayatından bir an yakalamalısın.
وكأنك التقطتَ لحظةً من حياتك عندما تنظر إلىَّ

İşte bu parayla, Hayatının geri kalanını mükemmel biri olarak yaşarsın.
المال يمكنك أن تصنعي تلك الحياة ذلك الجزء من حياتك كاملاً

Bana geldin ve onu hayatından çıkarmamı istedin.
لقد أتيتي لي و طلبتي إذ أمكنني إخراجه من حياتك

"Tempoyu ve gecenin ritmini hissedin" Bütün konuştuğumuz şey... biz tam senin yaşamının yemeği hakkında konuşuyorduk.
هيا، نحن نتحدث فقط عن واحد عشاء خارج من حياتك.

Çünkü artık senin hayatının bir parçası olduğumu biliyorum, nerde olursak olalım.
لأني آمل أن أكون جزء من حياتك الآن أينما كنا

hayatının bir kısmı orada, biliyorsun ama anımsamıyorsun.
ذلك من أغرب الأشياء، أن تعلم بوجود جزء من حياتك في ذاكرتك لكنك لا تستطيع معرفته

Benim gibi muhabirler hayatının bir parçası artık.
المراسلون أمثالي سيكونوا جزء من حياتك الاَن

Biliyorum, bu sana adil gelmiyor... Brian, ben hâlâ hayatının bir parçasıyım.
مازلت جزءاً من حياتك سواء أردتني أم لم ترٌدني

Diğer hayatının bir parçasını aşağıda mı bıraktın?
لقد تركت جزء من حياتك الأخرى فى الطابق السفلي؟

Kyle, dostun olsun olmasın, eski hayatının bir parçası.
كايل سواء صديق أم لا هو جزء من حياتك السابقة

Fakat hayatının en acı veren detaylarının ortaya çıkmasının nasıl olduğunu bilirim.
ولكن, انا اعلم كيف هو أن يكون اكثر التفاصيل المؤلمة لك من حياتك الشخصية يعلمها كل الناس

Bunlar hayatının fotoğrafları olacak.
ـ فإنها ستكون صور من حياتك.

El yazınıza güvenmeyi öğrenmelisiniz. Bu hayatınızın önemli bir kısmı haline geliyor.
يجب أن تتعلم أن تثق بخط يدك سيصبح جزءاً هاماً من حياتك

hayatın öyle bir noktasına geliyorsun ki insan farkına varıyor, acaba istemeyi bıraktığın şeylerin ardından mı koşuyorsun hala?
تصل إلى هاتهِ المرحلة من حياتك و تبدأ في التساؤل، أتحاربُ من أجلِ أشياء لا تريدها بعد الآن ؟

hayatındaki bu açıklık için biz uyumlu bir çift değiliz.
نحن لسنا مناسبين لبعضنا خلال هذه الفترة الزمنية من حياتك

hayatının ilk yarısını düğününü planlayarak harcayacaksın,
ستقضين النصف الأول من حياتك تخططين لزواجك

İki insanı mutlu edebilmek için hayatından bir gece feda etmeye değmez mi?
ألا تستحق ليلة واحدة من حياتك أن تجعل شخصان سعيدان؟

Sen akıllı genç bir adamsın, Hayatının geri kalanında belediyede kalmak istemezsin, değil mi?
أنت ذكي أيها الشاب , و لا تريد أن تبقى في هذه البلدة لما تبقى من حياتك , أليس كذلك ؟

Ve onu hayatından sil gitsin!
اذهب الى الحمام واخرجها من حياتك الى الابد

Haley, o turne gerçekten senin yaşamının bir parçasıydı.
لقد أخبرتك يا (هالى) أن لجولة كانت جزءاً عظيماً حقاً من حياتك