Gerçekten nehrin çok kapsamlı bir kanalı olduğuna tüm şehir boyunca özel ve kamusal çeşmeler gibi yerlerde şahit olabilirsiniz. | TED | في الواقع، يمكن للمرء أن يلحظ وجود شبكة النهر المائية الممتدة من خلال كل المدينة، في أماكن كالنوافير العامة والخاصة. |
Fakat tüm bu korunmasızlık içerisinde, tıpkı daha da iyi olmaya çalıştığımız diğer her şey gibi gelişim gösteririz. | TED | لكن من خلال كل ذلك الضعف، كما في كل شيء آخر نسعى دائمًا لنكون الأفضل فيه، نحن نشاهد تقدمًا. |
Ve tüm bu satırlar içinde yapılanmamış bir dil akışı var. | TED | وبطبيعة الحال ، من خلال كل من هذه الخطوط تتدفق لغة غير منظمة. |
Yaptığımız ise bütün bu bilgileri taramak ve yüksek kaliteli olmayan tüm verileri ayıklamak. | TED | وما نقوم به هو القراء من خلال كل هذه السجلات وإلغاء كل البيانات التي ليست ذات جودة عالية. |
bütün bu saçmalıklardan artık vazgeçtiniz, değil mi? | Open Subtitles | و مروركم من خلال كل هذة التفاهات هل هذا صحيح؟ |
ortalıkta koşturup hayatta kalmak ve bir sonraki nesile geçmek, çünkü bu yaratığın tüm nesillerini oynayacağız. Çiftleşebiliriz, dolayısıyla bakalım | TED | هو الجري والعيش للوصول إلى الجيل التالي، لإننا سوف نلعب من خلال كل جيل من هذا المخلوق. ممكن أن نلتقي، لذا سوف أرى إذا |
Ve bu tüm süreç boyunca çokça öğrendiğim diğer şeylerden biri de, geçen yıl Google'ın beni dünyadaki en parlak genç beyinlerden biri olarak adlandırması. | TED | هناك شيء آخر مهم جدا تعلمته من خلال كل هذا المسار، في العام الماضي صنفتني شركة غوغل على أنني أحد ألمع العقول الشابة في العالم. |
böylece, tüm değişiklikler sayesinde meydana geldiğine inanıyoruz. Muhteşem bir fırsat ile karşı karşıyayız. | TED | لذلك فاننا نعتقد انه من خلال كل التغييرات التي حدثت, اننا لدينا اليوم فرصة عظيمة. |
Çünkü tüm o ölümlerin acısının ötesinde sosyal ve siyasi bir hareket gördük. | TED | لأنه من خلال كل الألم الذي سببته كل هذه الوفيات، رأينا حركةً اجتماعيةً وسياسية. |
tüm o pişmanlıkları, korkuları ve geçmişte ya da gelecekte yer almaya çalışan her şeyi doğra. | Open Subtitles | وشق من خلال كل تلك الندم والمخاوف وكل شيء اخر يعيش في الماضي او المستقبل |
Ne yani tüm bu gangsterlerin yolundan mı gideceksin? | Open Subtitles | إذاً، هل ستشق طريقك من خلال كل أفراد العصابة؟ |
Eğer tek istediğim seks olsaydı tüm bu karmaşaya girmeden elde edebileceğim bir sürü kadın var. | Open Subtitles | لو كان كل ما أريده الجنس يمكن أن أحصل عليه من الكثير من النساء دون الحاجة إلى الذهاب من خلال كل هذا هراء |
3 km çapındaki tüm trafik kameralarını araştırdım. | Open Subtitles | فبحثت من خلال كل كاميرات المرور خلال مدى ميلين |
Aklın uçan bir mısır yılanı gibi tüm olasılıkların arasında dolaşır. | Open Subtitles | عقلك عبارة عن أفعى طائرة تحلّق من خلال كل الإحتمالات |
Ne yani tüm bu gangsterlerin yolundan mı gideceksin? | Open Subtitles | إذاً، هل ستشق طريقك من خلال كل أفراد العصابة؟ |
O olmasaydı bütün bunları nasıl atlatırdım bilmiyorum. | Open Subtitles | ل لا يعرفون كيف ل لظل حصلت من خلال كل هذا من دونها. |
Bir kere Garrett'ı gözaltına aldılar ya, ...kullanabilecekleri bütün kapanmamış davaları onun aleyhinde araştırmışlar. | Open Subtitles | ذهبوا من خلال كل قضية مفتوحة و كانوا يبحثون عن الخطاف |
Paddy tutuklandığı zaman, bütün dosyalara baktım. | Open Subtitles | عندما تم القبض على بادي بدأت أدفع من خلال كل هذه الملفات |
Belki de ama internette bulduğum her şey onun haklı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ربما لكن من خلال كل ما عثرت عليه على الإنترنت، فهي محقة |
her türlü süper özendirici şartlar içerisinde çocuk ve yetişkinleri incelemeye başladım ve her çalışmamda sorduğum soru şuydu; burada kim, neden başarılı olmuş? | TED | بدأت بدراسة الأطفال والكبار من خلال كل أنواع الوضعيات الصعبة وكان سؤالي في كل دراسة هو: من الأكثر كفاءة هنا ولماذا؟ |