Bizim imparatorumuzun aksine onların lordu sadece eski lordun soyundan gelen biri. | Open Subtitles | بعكس إمبراطورنا فان الرئيس بالنسبة لهم شخص ينحدر من سلالة الحكام |
Culper soyundan gelen casuslardan biri ile röportaj yapabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه يمكنني ان اقابل احد من سلالة منظمة (كولبر) للتجسس |
Yalnız Washington'ın soyundan gelen kişiyle konuşacaksa nasıl onu ikna ettin? | Open Subtitles | كيف تمكنت منه ان لم يكن سيتحدث إلا لأحد من سلالة (واشنطن)؟ |
Ejderhaların erkek torunuyla, perilerin kadın torunu evlenir. | Open Subtitles | رجل من سلالة التنانين تزوج بإمرأة من سلالة الجنيات. |
Caesar, ben, kölelerin torunu olarak, insanlık göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | ...قيصر، أنا... باعتباري من سلالة عبيد أطلب منك التصرَف بانسانيَة |
İyi bir soydan geliyorlar. Anne tarafından tabi. | Open Subtitles | حسناً إنهم من سلالة جيدة من ناحية أمهم بالطبع. |
Ve sen tek çocuklardan oluşan uzun bir soydan geliyorsun. | Open Subtitles | انت تنحدر من سلالة طويلة من الاطفال الوحيدين |
Bunlar Ming hanedanlığından. Daha önce hiç böyle şeyler görmemiştim. | Open Subtitles | هذه من سلالة مينغ، لم أرى قط أيّ شيء مثلهم. |
Habil'in soyundan gelen bu prens, ülkesine gelen Türkleri yenmekle görevlendirildi. | Open Subtitles | (من سلالة (قابيل وكلف الأمير بمحاربة الأتراك ونفيهم خارج وطنهُ |
Corvinus soyundan gelen insan. | Open Subtitles | (بشري من سلالة (كورفنس |
Bir Nûmenor torunu, uzun yaşamla kutsanmış. | Open Subtitles | من سلالة (النيومير) مع حياة سعيدة و طويلة |
Bir Nûmenor torunu, uzun yaşamla kutsanmış. | Open Subtitles | من سلالة (النيومير) مع حياة سعيدة و طويلة |
Ancak bir kaynağım bu adamın Romanov kraliyet ailesinin torunu olduğunu bildirdi. | Open Subtitles | على أية حال ، مصدر لي زودني بدليل يُشير إلى أنه كان من سلالة عائلة ( رومنوف ) الملكية في روسيا |
Yani sen, tarih öncesi çağlara dayanan bir soydan geldiğime inanıyorsun. | Open Subtitles | إذا أنت تعتقد بأنني جزء من سلالة قديمة يعود تاريخها الي ما قبل التاريخ |
İyi bir soydan geliyorlar. Baba tarafından. | Open Subtitles | إنهم من سلالة جيدة من ناحية أبيهم. |
Ben tek çocuklardan oluşan uzun bir soydan geliyorum. | Open Subtitles | انا منحدر من سلالة طويلة |
Tang hanedanlığından uzman hekim Lu Yu tarafından yazılmış bir kitaptır. | Open Subtitles | إنّهُ كتاب كتب من قبل طبيب خبير .إسمهُ لو يو من سلالة التانغ |
Tang hanedanlığından Chen Cang Qi'nin yazdığı bitkisel çiçekler kitabı. | Open Subtitles | إنّهُ كتاب يتناولُ العديدَ من الأعشاب الطبيّة .من قبل تشين كانغ تشي من سلالة تانغ |