Oradan çık, diski al ve bizimle Grace kilisesinin oradaki parkın güney tarafındaki yolda buluş. | Open Subtitles | أُخْرُجْ من الشّقة، خذ القرص معك، و قابِلنا في الزقاق على الجانب الجنوبي من المُتَنَزَّه، بالقرب من كنيسة النعمة. |
Dimitri. Grace kilisesinin yanındaki parkın güney tarafına gel. | Open Subtitles | ديميتري، الجانب الجنوبي من المُتَنَزَّه بالقرب من كنيسة النعمة. |
İşte bu buradan çıktı, bir sanat çalışmasını kurtarmaya çalışan bir kiliseden çıktı, aslında ona zarar verici veya tahrip edici değildi. | TED | كان هذا أصل كل شيء، و قد جاء من كنيسة كانت تحاول إنقاذ عمل فني، و ليس لتشويهها و تدميرها. |
Bu yer Pazartesi sabahındaki bir kiliseden daha sessiz. | Open Subtitles | هذا المكان أهدأ من كنيسة صباح يوم الأثنين |
Peki ben ne aldım? Üç hafta önce bu şaheserle ve Vegas şapelinden alınma bir çift hediye zarla geldin. | Open Subtitles | منذً 3 أسابيع ، جئتي مع هذا الجزء من العمل الفني و أثنين من الهدايا التذكارية من كنيسة في (فيغاس) |
Biz kilisedeniz | Open Subtitles | "نحن جميعاً من كنيسة "وادي الربيع |
Bebeği kuzeydeki bir protestan Kilisesinden almış. | Open Subtitles | لقد أخذته من كنيسة مثيودية قديمة على الجانب الشمالي |
Şey ah, İsanın Son Günkü Azizleri kilisesindenim. | Open Subtitles | حسنا، II صباحا من كنيسة يسوع المسيح لقديسي الأيام الأخيرة. |
Grace kilisesinin yanındaki parkın güney tarafındaki caddeye gel. | Open Subtitles | قابِلني في المُتَنَزَّه القريب من كنيسة النعمة. في الجانب الجنوبي من الشارع. |
Scientology kilisesinin yaptığı her şey önceden yazılıyor. | Open Subtitles | كُل ما يَصدُر من كنيسة الساينتولوجى مُتفق عليه مُسبقاً. |
LaVey'nin Şeytan kilisesinin ilk kızkardeşlerinden biri. | Open Subtitles | واحدة من أوائل الأخوات من كنيسة الشيطان لافي |
Grace kilisesinin yanındaki parkın güney tarafına gel. | Open Subtitles | قابِلنى فى المُنتزه بالقرب من كنيسة " جرايس" فى الجانب الجنوبى من الطريق. |
Yerel polis District Five'daki bir kiliseden ihbar almış. | Open Subtitles | الشرطة المحلية حصلت على مكالمة من كنيسة في المنطقة الخامسة. |
Rönesans öncesi bir İncil, Brooklyn'de bir kiliseden çalındı. | Open Subtitles | كتاب مقدس من قبل عصر النهضة "سرق من كنيسة في "بروكلين |
Phil'in bir zamanlar Tunus gezisinde bir kiliseden satın aldı ve şu anda bahsedemeyeceğim kadar büyük bir fiyatla eve geri gönderdi. | Open Subtitles | ابتاعهما (فيل) من كنيسة أثناء زيارته ل(تونس) و أعادهما للوطن مقابل مبلغ أغلى مما يخطر على قلب بشر |
Tunus seyahati sırasında bir kiliseden satın almış ve... dudak uçuklatan bir meblağ karşılığında evine göndermiş. | Open Subtitles | ابتاعهما (فيل) من كنيسة أثناء زيارته ل(تونس) و أعادهما للوطن مقابل مبلغ أغلى مما يخطر على قلب بشر |
Burası Las Vegas'taki "Elvis" şapelinden çok daha güzel bir yer. Sakın orada evlendiğinizi söyleme. | Open Subtitles | (هذا أكتر جمالا من كنيسة "لاف مي تاندر" في (فيغاس |
Her zaman giydiğimiz şeyleri giyen bir kilisedeniz. | Open Subtitles | ) نحن من كنيسة ما ترتدينه هو ما ترتدينه |
Bunun ne zaman bir Hristiyan Kilisesinden camiye dönüştürüldüğünü biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلمان متى تحوّل هذا المتحف من كنيسة نصرانية إلى مسجد؟ |
Ben potansiyel baba kilisesindenim. | Open Subtitles | ... إني "من كنيسة "الأبّ المحتمل |