"من كيفية" - Traduction Arabe en Turc

    • nasıl
        
    Ve bunu gösteren en iyi örnek ise mültecilere nasıl davrandığımızdır. TED ولا يوجد أي امتحان أفضل لهذا من كيفية تعاملنا مع اللاجئين.
    Nereye gitmek istediğimizi biliyorduk ama oraya nasıl ulaşağımızdan tam olarak emin değildik. TED حسنًا، كنا نعرف هدفنا، لكننا لم نكن متأكدين تمامًا من كيفية الوصول إليه.
    Şimdi kafamda o görüntüler var, ve bunları nasıl ututabileceğimden emin değilim. Open Subtitles لدي هذه الصور برأسي الآن وأنا لست متأكدة من كيفية جعلها تختفي
    Ya da bu örnekteki gibi piksellerin birbirleriyle arasındaki renk geçişini simüle eden bir ekonomi geliştiriyorum, bu tür sistemlerin nasıl çalıştığını bulmayı deniyor ve sadece eğleniyordum. TED أو، في هذا المثال، فأنا أصنع اقتصاداً محاكياً فيما يعمل بيكسل في دمج الألون معاً، محاولاً التحقق من كيفية عمل هذه الأنظمة وكنت مستمتعاً بوقتي نوعاً ما
    Bir fenomenin nasıl çalıştığından çok, teorik fizikçiler daima bir fenomenin neden çalıştığı şekilde çalıştığıyla ilgilenirler. TED اكثر من كيفية عمل ظاهرة ما, علماء الفيزياء النظرية داثما مهتمون لماذا تعمل ظاهرة ما بالطريقة التي تعمل بها.
    Öldüğümüz yerin nasıl öldüğümüz açısından önemini göstermek istedik. TED أردنا إظهار أن المكان الذي نموت فيه هو جزء أساسي من كيفية موتنا.
    İlk olarak şundan emin değildim "bunların herhangi birisini nasıl bir kariyere dönüştüreceğim?" TED السبب الأول لم أكن متأكدة من كيفية تحويل شغفي إلى مهنة.
    Bu soruya nasıl cevap vereceğimden tam olarak emin olmadım. TED لم أكن متأكدةً تماماً من كيفية إجابة هذا السؤال.
    nasıl düzeltilir bilemiyorum, çünkü ben sadece bilim adamıyım. TED وأنا لست متأكداً من كيفية اصلاح ذلك إذ لست إلا عالماً.
    Jamal gibi öğrenciler, yeni öğretmenleri şaşırtabilirler çünkü onun gibi gençleri nasıl destekleyeceklerini pek bilemezler. TED طلاب من طينة جمال بإمكانهم جعل المعلمين الجدد في حيرة لأنهم غير واثقين تماماً من كيفية دعم اليافعين أمثال جمال
    Bu onların dünyaya nasıl baktıklarının bir parçasıydı. TED لقد كان دائما جزء من كيفية نظرهم للعالم.و هذا ما كان قويا حقا
    Sahip olduklarımı nasıl kazandığımdan utanmıyorum. Open Subtitles أنا لست خجلة من كيفية الحصول على ما حصلت عليه
    Yani, eğer Muhammed'e bakarsanız, Tanrı'ya teslim oluşun mükemmel bir eyleminin nasıl olduğunu görürsünüz. Open Subtitles وأنك إن نظرت إلى محمد تستطيع أن تبصر كماله من كيفية خضوعه واستسلامه لله الخالق
    İçeri zorla girilmemiş. Hâlâ nasıl girdiğinden emin değiliz. Open Subtitles لا يوجد دخول عنوة ما زلنا غير متأكدين من كيفية دخوله
    Bunun prosedürünün nasıl olacağını bilmiyorum. Open Subtitles أنا لستُ متأكداً من كيفية اجراءت هذا الأمر
    Ama bunların nasıl biteceğinden ya da nasıl bitmesini istediğimden emin değilim. Open Subtitles لدى بعض الاشياء القليلة لقولها ولست واثق من كيفية انهائى لذلك أوحتى لو انى أريد ذلك
    Hayranların albüme nasıl tepki verdiği henüz bilinmiyor. Open Subtitles المسجلون ليسوا متأكدون بعد من كيفية رد فعل الجماهير على ذلك
    Bizden uzak durmanı söylüyormuşum gibi yanlış anlaşılmayayım diye nasıl söyleyeceğimi bir türlü bulamadım. Open Subtitles لم أكن متأكّدة من كيفية فعل ذلك دون أن أبدو كمن يأمركِ بالابتعاد
    Ona anlatırken nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum. Open Subtitles لستُ متأكداً تماماً من كيفية أصيغ التعبير عندما أخبرها
    Düşmanlarını kendi safına nasıl katıyorsun hiç anlamıyorum. Open Subtitles لست متأكداً من كيفية فعلكِ لذلك تكسبين أعدائكِ إلى صفّكِ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus