Merhaba, LaTour. Bu beyefendi Londra'dan evi görmek için gelmiş. | Open Subtitles | هاى لاتور, هذا المحترم من لندن, ولديه أمر بمعاينة المنزل |
Yüzbaşıyı Londra'dan buraya kadar izleyip, tanıkların önünde tehdit etmek, pek zekice sayılmaz. | Open Subtitles | لقد كان عبقريا فى مطاردة الكابتن من لندن و تهديده له امام شهود |
Londra'dan ana ofisten Lord Benton ile konuşulacak emirlerim var. | Open Subtitles | لدي أوامر من لندن المكتب الرئيسي لأناقشها مع اللورد بينتون |
Bir çocuk olarak Boston'da annemin Londra'dan ve Lagos'tan getirdiği alışkanlıkların düzenlenmiş şekilleri olan oldukça standart banliyö alışkanlıkları yerine getiriyordum. | TED | عندما كنت طفلة،حملت معي طقوسا معروفة من ضواحي بوسطن، مع تعديلات على الطقوس التي جلبتها أمي من لندن و لاغوس. |
Akşamın sonunda, Londra'nın öbür ucuna giden son yer altı trenini yakaladım. | TED | في نهاية الليلة، ركبت آخر قطارعائد إلى الجهة الأخرى من لندن. |
Şimdi Mumbai'daki laboratuvarımız Çin'den, Hindistan'dan, Londra'dan, aklınıza neresi gelirse, kirlilik örnekleri var. | TED | لدى مختبرنا في بومياي الآن عينات من التلوث التي قدمت إلينا من لندن والهند والصين وغيرها الكثير. |
Size bir örnek vereyim. Londra'dan Paris'e giden bir tren var. | TED | وهذا واحد من تلك الأمثلة . هذا قطار ينقل الركاب من لندن إلى باريس |
Londra'dan Amerika'ya New England'a taşındı. | TED | من لندن .. الى نيو انجلند .. في الولايات المتحدة الامريكية |
Şey, Londra'dan ne haberler getirdiniz? | Open Subtitles | حسناً ؟ ما هي الأخبار التي أحضرتها معك من لندن ؟ |
- Gerçek Siletsky de Londra'dan geldi. Takım elbise Londra'dan alınmış. | Open Subtitles | سيلتسكي الحقيقي قد جاء من لندن و بالتالي فان البدلة قد تم شراءها من لندن |
Bana neden Londra'dan geldiğinizi söylerseniz ben de neden buraya geldiğimi söylerim. | Open Subtitles | لو اخبرتنى لماذا جئت كل هذه المسافة من لندن, سأخبرك لماذا اتيت لك هنا |
Kardeşlerim bu düğün için Londra'dan geldi. | Open Subtitles | شقيقاتي قطعن كل هذا الطريق من لندن لهذا الزفاف |
Bu arada, bu sana bu sabah Londra'dan uçakla diplomatik bir çantada geldi. | Open Subtitles | بالمناسبة ، هذا جاء لك من لندن هذا الصباح ، فى الطائرة فى الحقيبة الديبلوماسية |
Niye Londra'dan buraya dönmüyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لا تحضر الى هنا بعد عودتك من لندن ؟ |
Londra'dan gelen beyefendi seni öldürmemizi istiyor. | Open Subtitles | السادة من لندن يريدون منا أن نطلق النار عليك |
Londra'dan teçhizat isterim. Bana faal bir havaalanı bulun. | Open Subtitles | يمكنني طلب المعدات من لندن لاسلكياً فقط أعطنى مهبط للطائرات جاهز للعمل |
Stevenson'ın peşine düşmek için Londra'dan gönderildim, sahte isimle seyahat ediyorum. | Open Subtitles | بعثت من لندن على خطا ستيفنسون مسافر متخفي |
Bay Wilson, Bay Landers Londra'dan arıyor. | Open Subtitles | مستر ويلسون , مستر لاندرز على التليفون من لندن |
Evet, öyle. Ama Londra'nın yakınında kurtlar olduğunu sanmam. | Open Subtitles | نعم, بدا كذلك, و لكني لا أعتقد أنه توجد ذئاب بهذا القرب من لندن |
Ört bas ederler. Sence kime inanırlar? Babama mı yoksa Londra'lı çatlak bir polise mi? | Open Subtitles | دعها تختفي , من سيصدقون آبي آو ضابط شرطه معتوه من لندن |
Ve sonra İngiltere'den Güney Amerika'ya kaçtı. | Open Subtitles | وأنت قابلتيه بعد هروبه من لندن الى امريكا الجنوبية ؟ |
Bugünlerde hemen hemen her şey için Londra'ya gidip duruyorlar. | Open Subtitles | يبدوا أنهم يذهبون ويجيئون من لندن لأى سبب هذه الأيام |
Biliyorum sen Londra'dansın. | Open Subtitles | أعرف، أنت من لندن. |
Londralı mısın diye soruyordum. Bazı arkadaşlarım oradan. | Open Subtitles | كنت أسأل عما إذا كنت من لندن فلدي بعض الأصدقاء هناك |