"من متجر" - Traduction Arabe en Turc

    • dükkânından
        
    • 'den
        
    • mağazasından
        
    • bir dükkandan
        
    • eşya dükkanından
        
    • ten
        
    • 'dan
        
    • bir mağazadan
        
    • dükkanından bir
        
    Bak, Legiere vudu dükkânından siyah sakız kökü almış. Neden aldığını sormak için uğramıştık. Open Subtitles انظري, اشترى ليجيري بعضاً من جذور الصمغ الأسود من متجر الفودود, مررنا فقط لكي نسأل عن السبب
    Belki PX'den bir şeyler alabilirsin. Haydi, Bende seninle geliyorum.. Open Subtitles ربما امكننا ان نحصل على شئ من متجر الوحده هيا بنا , ساذهب معك
    Ama bu parçaların en iyi tarafı şudur ki biz bunları bir oyuncak mağazasından satın aldık. TED ولكن أفضل جزء عن هذه المكونات هو أننا قمنا بشرائهم من متجر للألعاب.
    Belki... 20 yıl önce, bir kadın Egleston Meydanı yakınlarındaki bir dükkandan kayboldu. Open Subtitles ربما , قبل عشرين عاماً اختفت امرأة من متجر قرب المنطقة
    Seni neşelendirmek için hediyelik eşya dükkanından bir şeyler aldım. Open Subtitles إشتريت لك بعض الأشياء من متجر الهدايا لكي ترفع معنوياتك
    Tiffanys'ten... Saf gümüştür. Open Subtitles إنه من متجر تيفانى إنه من الفضة الممتازة
    D'Agostino'dan yürüme mesafesi ortada 2 blok, yukarı ve aşağıya doğru 6 blok. Open Subtitles :مسافات المشي من متجر داغوستينو عمارتين باتجاه المدينة وستة عمارات داخل وخارج المدينة
    bir mağazadan diğerine bu kadar çabuk geçmemen gerek. Open Subtitles لا ينبغي عليك الإنتقال من متجر لآخر بهذه السرعة.
    Apartmanın karşısındaki mağaza dükkanından bir müşteri 911'i aradı ve yarısı yanmış saçlarımla merdivenlerden aşağıya inip anneme olayı anlattım. TED أحد الزبائن من متجر مقابل للمبنى إتصل على 911 فهرعت جرياً إلى الأسفل لكي أخبر أني و بنصف شعر محروق
    Graham, Pontchartrain Bulvarı'ndaki vudu dükkânından az bulunan bir madde aldı. Open Subtitles اشترى جراهام مكونات نادرة من متجر للفودو في شارع بونتشارتين
    Muhtemelen içki dükkânından kaçıyordu. Open Subtitles ربّما كانت هاربة من متجر المشروبات الروحيّة
    Hediyelik eşya dükkânından tavşan ayağı alırım sana. Bu uçağa bineceğiz. Open Subtitles سأشتري لك قدم أرنب من متجر الهدايا، سنصعد هذه الطائرة
    Uyuşturucu satıcılığından 8-12 sene içeride yattıktan sonra ailen Tiffany'den sana alır bir tane. Open Subtitles ربما عندما تخرجين من حكم ثمانية إلى إثني عشر سنة بسبب التوزيع والديكِ قد يحضروا لكِ زوج قيود من متجر تيفاني
    Evet, American Apparel'den daha pahalı penye alabilirdim ama bu sefer fakir gözükmeye çalışan insanlara benzerdik. Open Subtitles لفزنا مسبقاً. أجل، كان بإمكان إحضار لنا أقمص أغلى من متجر الملابس الأمريكية، لكن وقتها
    Bu sevimli kağıt feneri, bir Çin mağazasından almıştım. Open Subtitles إبتعت هذا الفانوس الورقي الرائع من متجر صيني
    Bu sevimli kağıt feneri, bir Çin mağazasından almıştım. Open Subtitles إبتعت هذا الفانوس الورقي الرائع من متجر صيني
    Küçük bir dükkandan. El işi mücevherler yapıyorlar. Open Subtitles إنه من متجر صغير فهي تصنح كل مجوهراتها يدوياً
    Bambaşka bir şeydi. O şapkanın da bir dükkandan satın alındığını sanmıyorum. Open Subtitles لقد كانت مغايرة، ولا أظن بأن تلك القبعة قد تم شرائها من متجر
    Bir de herhangi bir Arap hediyelik eşya dükkanından alınma erimiş bir VHS bant var. Open Subtitles هناك ايضاً شريط فيديو منصهر من متجر هدايا عربى
    Metropolitan Sanat Müzesinde gördüm ve hediyelik eşya dükkanından satın aldım. Open Subtitles رأيتها في المتحف وإشتريت نسخة من متجر الهدايا
    Radioshack'ten bir uzaktan kumanda alabilirsiniz. Open Subtitles كان بإمكانك أن تشتري جهاز تحكم عن بعد من متجر راديوشاك
    Arabayla Grafton'dan teli almak ister misin? Open Subtitles شاين ، أتريد أن تأخذ العربة وتحضر لي الأسلاك الشائكة من متجر جرافتون ؟
    Heathrow'da bir mağazadan aldık. Gümrüksüz. Open Subtitles لقد اشتريناه من متجر في مطار هيثرو,بدون ضرائب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus