İblis saklandığı yerden çıktı veya derin uykusundan uyandı. | Open Subtitles | لابد أن الكائن الشيطاني خرج من مخبأه أو قام من سباته |
Demek istediğim, yeraltı doktoru-katilimizi saklandığı yerden ağımıza düşürmek için adama adak sunmalıyız. | Open Subtitles | اعني انه في سبيل ان نخرج ذلك الطبيب الذي يعمل في الخفاء من مخبأه |
Bourne hala işin içinde ve Berlin'de satın almaya çalıştığım bilgi öyle önemliydi ki... Bourne saklandığı yerden çıkıp yeniden öldürdü. | Open Subtitles | ويجب أن تتوفر المعلومات الكافيه من أجل ان يظهر "بورن" من مخبأه ثانيه |
saklandığı yerden çıkıp, seni kurtarmaya gelecek, değil mi, Ray? | Open Subtitles | سيأتي من مخبأه ليقوم بإنقاذك، اليس كذلك يا (ري)؟ |
Yani, bu cinayetleri, Joe'yu saklandığı yerden çıkarmak için planladın? | Open Subtitles | إذن قمتم بهده الجرائم لتخرجوا جو) من مخبأه. ) |
Siz hukuk insanlarının, masumlara ne kadar değer verdiğinizi biliyorum bu yüzden, Ryan'a saklandığı yerden çıkmasını söyle. | Open Subtitles | أعلم أنكم رجال القانون تهتمون بالأبرياء لذا قولي لـ(راين) أن يخرج من مخبأه |
Evet o kadar müthişti ki Pauly bile saklandığı yerden çıkmadı. | Open Subtitles | أحمق لدرجة عدم خروج بولي) من مخبأه) |
Joey'yi saklandığı yerden çıkarmak istediler. | Open Subtitles | أرادوا إجبار (جوي) على الخروج من مخبأه. |
saklandığı yerden çıkaralım onu, ondan sonra... | Open Subtitles | نخرجه من مخبأه ومن ثم... |
Onu saklandığı yerden çıkarmak için. | Open Subtitles | -لتخرجه من مخبأه . |