Eminim karşısına yine yılların davası çıkınca bu onu saklandığı yerden çıkarır. | Open Subtitles | أنا واثقة من أن محاكمة مصيرية أخرى قد تغريه للخروج من مخبئه. |
Böylece saklandığı yerden çıkmasını sağlayıp, suçu üstüne atabilecekti. | Open Subtitles | وبهذا تخرجه من مخبئه وتلقي باللوم عليه على انه السارق |
Valentne peşindeyken saklandığı yerden bir daha çıkmaz. | Open Subtitles | ماغنوس لن يخرج من مخبئه مرة أخرى بينما فلانتين لا يزال يطارده |
Bu katilin saklandığı yerden çıkmasını umut ediyorum. | Open Subtitles | أتمنى أن يخرج هذا القاتل من مخبئه |
Magnus saklandığı yerden çıkarsa yılın en büyük partilerinden birine gitmiş olacak. | Open Subtitles | إذا (ماغنوس) سيخرج من مخبئه سيذهب إلى واحدة من اكبر الحفلات في السنة |
Tek bildiğim, Ragnor alev mesajımın, Valentine'ın onu saklandığı yerden çıkartması için yapılan bir tuzak olduğundan şüphelenmesiydi. | Open Subtitles | كل ما أعلمه،( راجنور) شك في رسائلي النارية كانت حيلة من (فلانتين) لاستدراجه للخروج من مخبئه |