Bunu, MacArthur Foundation ve Omidyar Network gibi farklı organizasyonların desteği ile yaptık. | TED | وقد فعلنا ذلك بدعم من مختلف المنظمات مثل مؤسسة ماك آرثر وشبكة أوميديار. |
farklı sektörlerden insanlarla, teknolojiye nasıl iş arkadaşı gibi davranabileceklerini konuştum. | TED | تحدثت لأشخاص من مختلف القطاعات حول كيف يعاملون التقنية كزميل عمل. |
Galaksimizde çok farklı türlerde iki yüz milyar yıldız var. | Open Subtitles | إذا يوجد 200 مليار نجم في مجرتنا من مختلف الأنواع, |
Yani yine, şehrin farklı yerlerinden gelen insanların gönderdiği SMS mesajlarının günlük gelgit akışını elde ediyorsunuz. | TED | ومرة أخرى، نرى التدفق والانسحاب اليومي والناس ترسل الرسائل النصية من مختلف مناطق المدينة. |
Ülkenin çeşitli bölgelerinden, benzin fiyatlarındaki ani artışlara ait birçok rapor elime ulaştı. | Open Subtitles | أستلمت تقارير من مختلف ألأجزاء في البلد حول أرتفاع حاد في سعر الوقود |
Mesela, şu an dünyanın farklı yerlerinden bin insanın genom dizilerinin incelendiği devam etmekte olan bir proje var. | TED | هناك على سبيل المثال مشروع يجري لسلسلة جينات الآلاف الافراد الجينوم الخاص بهم من مختلف أنحاء العالم |
Bu (MSA) aslında basit olarak çevremizdeki farklı türlerin ortalama biyokütlesinin ne kadarının kaplan, karakurbağası, kene veya diğer hayvanlardan meydana geldiğini gösteren bir ölçüm. | TED | انها بشكل رئيسي مقياس لمتوسط عدد النمور, الضفادع, القراد , وما الى ذلك من الكتلة الحيوية من مختلف الانواع حولنا |
Görünüşe göre farklı sektörlerden bir takım oluşturmak oldukça zormuş. | TED | إذ يبدو أن الانتظام ضمن فريق من مختلف الحواجز الصناعية هو أمر بالغ الصعوبة. |
Karmaşık bir konu ve farklı alanlardan pek çok kişiyle 30 yıl boyunca bu konuyu tartıştım. | TED | هذا لغز، وقد ناقشت ذلك مع مئات الخبراء من مختلف العلوم خلال العقود الثلاثة الأخيرة. |
Grubumuzda farklı hayatlardan insanlar vardı. | TED | كان أعضاء المجموعة من مختلف مشارب الحياة. |
Yasa avukatları, herkes. farklı çevre ve geçmişlerden gelen vatandaşlar. | TED | إنها مهمة الناشطين السياسيين، و الجميع. إنهم مجموعة من المواطنين من مختلف الأعراق. |
Algoritmalarımıza farklı etnik gruplardan, yaşlardan, cinsiyetlerden gülümsediğini bildiğimiz on binlerce örnek veririz ve aynısını zoraki tebessüm için de yaparız. | TED | أضفنا لخوارزمياتنا العشرات من الآلاف من الأمثلة لأشخاص نعلم أنهم يبتسمون بحق، من مختلف الأعراق والأعمار والأجناس، ونفس الشيء للبسمة الصفراء. |
O zaman şöyle sorabilirsiniz, nasıl oluyor da bugün farklı geçmişlere sahip yılda beş milyon insanı cezbedebiliyor ve keyif verebiliyor? | TED | قد تتساءل إذن كيف يمكن لها اليوم أن تجذب و تبهج 5 ملايين شخص في السنة، من مختلف الخلفيات؟ |
Burada yaşayan 25 kişiden her birinin yaşları, politik inançları ve meslekleri farklı ve tipik bir evde olan her şeyin olduğu evlerde yaşıyoruz. | TED | ويعيشُ هناك 25 شخصًا من مختلف الأعمار والميول السياسية والمهن، ونعيشُ في منازل لديها كل شيء مما يحويه المنزل النموذجي. |
farklı alanlardan binlerce bilim insanı uzmanlıklarına telomer araştırmasını da ekledi ve bulgular hızlı arttı. | TED | الآلاف من العلماء من مختلف المجالات يفيدون بخبراتهم فيما يخص أبحاث التيلومير، وحصلنا على نتائج متنوعة. |
Günümüzde farklı ülkelerden bilim insanları Antarktika araştırma istasyonlarında yaşıyor ve çalışıyor. | TED | اليوم، علماء من مختلف البلدان يعيشون ويعملون في محطات بحوث أنتاركتيكا. |
İnsanlar farklı şekil, boyut ve renklerde olur. | TED | يتألف الناس من مختلف الأشكال والأحجام والألوان. |
Birçok bululşların gerçekleştiğine şahit olduk. Ve bu bağlamda üniversitede ilk defa farklı disiplinlerden mühendislik öğrencileri aynı yerde birlikte laboratuvar ve uygulamalı alıştırmalara başladılar. | TED | وشاهدنا الكثير من الإبداعات قادمة. ولأول مرة بهذا الشكل في الجامعة، طلاب الهندسة من مختلف الاختصاصات، كانوا يقومون بالتجارب العملية مع بعضهم في نفس المكان. |
farklı genlere bakarak kimin meme kanserine yakalanacağını söyleyebiliriz. | TED | يمكننا التنبأ بمن سيصاب بسرطان الثدي من مختلف الجينات. |
Burada birtakım farklı özellikleri eklediğimiz bir şeyler var. | TED | في هذا الجزء قمنا بدمج مجموعة من مختلف القدرات. |
Bunlar çeşitli ülkelerden ekiplerin ve uluslararası işbirliğinin onyıllar boyunca süren destansı çabalarının sonucu. | TED | هذه نتيجة مجهودات بطولية استغرقت عقودا من الزمن لفرق عمل جاءت من مختلف البلدان ولشراكات دولية. |