Bu adamı bulun. Size güveniyorum. Onu almaya çok uzaktan geldim. | Open Subtitles | وأعتمد عليك لإيجاد هذا الرجل جئت من مسافة بعيدة للحصول عليه |
Sen orada uzanıyordun ve ben de seni uzaktan çiziyordum. | Open Subtitles | لقد كنت متمددة على جانبك وكنت ارسمك من مسافة بعيدة |
Oldukça loş bir ışıkta belirli bir mesafeden çekilmiş bir kayıt olduğunu hatırlatayım. | Open Subtitles | الآن, تذكر, لقد كانت لقطة شريط فيديو من مسافة تحت إضاءة خافتة للغاية. |
Tamam, biz onları onlar da bizi göremiyor ve onları güvenli mesafeden vuramıyoruz. | Open Subtitles | إذًا لا يمكنهم رؤيتنا ولا يُمكننا رؤيتهم، ولا سبيل لنقصفهم من مسافة آمنة. |
Lütfen uzun, çok uzun bir yoldan size yardım için geldiğimizi anlamaya çalışın. | Open Subtitles | من فضلك حاول أن تفهم أننا جئنا من مسافة بعيدة جداً كى نساعدكم |
Tam olarak öyle yapmak için çok uzun bir yoldan geldin ve hiçbir şey beni durduramaz. | Open Subtitles | لقد جئت من مسافة بعيدة لأفعل هذا الشئ و لن يتمكن شئ من منعى |
Bunları güvenli bir uzaklıktan tetikleyebilmemiz için daha çok kablo gerekli. | Open Subtitles | نحتاج إلى المزيد من الأسلاك لكي نتمكّن من إشعال المتفجّرات من مسافة آمنه |
Biliyor musun, uzaktan seni yaşlanan ama erkeksi James Garner'la karıştırdım. | Open Subtitles | مرحبأ بعودتك أتعلم من مسافة تقريباً أخطأت بك وظننتك جيمس غارنر |
Belki uzaktan bakılınca dalların arasında ne olduklarını anlamanın oldukça zor olduğunu fark ettiniz. | TED | ما ترونه من هنا، ربما، هو أنه تم اخفائه بشكل جيد أعلى في ظلة شجرة من مسافة بعيدة. |
2,000 mil uzaktan geldi. Alaska'dan buraya. | Open Subtitles | لقد جاءت من مسافة ألفي ميل، قاطعةً مسافة طويلة من ألاسكا |
uzaktan arkadaş kalsanız daha mutlu olurdum. | Open Subtitles | سأكون سعيدا إن بقيتم أصدقاء من مسافة بعيدة |
Hemen! Babam çok uzaktan beni görmeye gelmiş. | Open Subtitles | جاء والدي من مسافة طويلة ليراني ليس الوقت المناسب |
Tek bir kurşun girişi var. Yakın mesafeden sırtından vurulmuş. | Open Subtitles | يوجد ثقب رصاصة واحدة في منتصف الظهر من مسافة قريبة |
Yakın mesafeden saldırmak zorunda kalırsam o zaman baltamı kullanabilirim. | Open Subtitles | إذا كنتُ أريد أن أُصوب من مسافة قريبة فسأستخدم عصاي |
Yakın mesafeden kafasına sıkıldı. İşte bu durum ona inanmamı sağlıyor. | Open Subtitles | أطلقوا عليه النار من مسافة قريبة ذلك هو ما يجعلني أصدقه |
Onluk daire standart 75 yarda mesafeden, bir kol boyu uzaklığından bir kibrit çöpünün ucu kadar küçük görünür. | TED | لوحة التصويب من مسافة الـ 75 ياردة المعيارية، إنها تبدو صغيرة كطرف عود ثقاب مرتكز على طول الذراع. |
Bu deliğe düşene kadar uzunca bir yoldan geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت من مسافة طويلة لينتهي بي الأمر في هذه الحفرة |
-Ailesi sorunu bulmak için uzun bir yoldan gelmiş. -Bunlar ne zaman çekilmiş? | Open Subtitles | توازنها معدوم والداها جاءا من مسافة بعيدة كي يعرفوا ما الخطب |
Burada olmayan bir şey bulmak için çok uzak bir yoldan geldin. | Open Subtitles | لقد جئت من مسافة بعيدة للبحث عن شئ ليس هنا |
Kurşun, 280 metre civarında bir uzaklıktan atılmış. | Open Subtitles | -إنحناء الرصاصة يبين أن الطلقة قد إطلقت من مسافة 300 ياردة |
Güvenli bir uzaklıktan vurulduğunu görüyorsun. | Open Subtitles | من مسافة أمنة ترى أنه تم ضربك. |
Ama daima kayda değer bir uzaklıktan. | Open Subtitles | لكن دائماً من مسافة معتبرة |
Bir gezegenin bir yıldızdan bir milyar mil uzaklıkta nasıl oluştuğuna dair. | Open Subtitles | على نشأة كوكب من مسافة بلايين الأميال عن نجم |
Karısının gittiği gün onunla şehirler arası konuşma yaptıysa, kadın Merritsvill'e vardığında, niye kart atıp Merritsvill'e vardım dedi? | Open Subtitles | والآن , إذا كان يتصل بزوجتة من مسافة بعيدة فى يوم رحيلها "بعد أن وصلت إلى "مريتسيفيل لماذا كتبت بطاقة لتخبرة بأنها وصلت إلى "مريتسيفيل" ؟ |