Madde 42: "Boyu bir milden uzun olanlar mahkeme salonunu hemen terk etmelidir." | Open Subtitles | القانون 42: جميع الأشخاص بارتفاع أكثر من ميل يجب أن يغادروا المحكمة فوراً |
Ellis Adasına bir milden az bir mesafede, | Open Subtitles | وتقع جزيرة اليس علي بعد اقل من ميل من شواطيء منهاتن |
Santim santim, mil mil... gizli güzergâhlarını kolumdaki damarlar kadar iyi biliyorum. | Open Subtitles | من ميل بحري وحتى الآخر، أعرف رحلاتها الخفية كما أعرف العروق في ذراعي |
Bir mil küp hacmindeki deniz suyunun enerjisi dünyadaki petrol rezervlerinin toplamından çok daha fazla olacak. | Open Subtitles | هناك طاقة اكثر من ميل مكعب من ماء البحر تغطى اكثر الاحتياجات من النفط على الكوكب |
Patlama alanına 1,5 km'den daha yakındalar, bu yüzden zırhlı aracı onlar aldı. | Open Subtitles | سيكونون على مقربة أقل من ميل من موقع التفجير، وهذا ما اضطرهم ركوب سيارة مدرعة. |
Finiş çizgisi önümüzde uzanıyor bir kilometre bile kalmadı. | Open Subtitles | هنالك خط راحة في حط الانتهاء يبعد أقل من ميل |
Parkta olmuş. Bir kilometre ötede. | Open Subtitles | انه حدث في المتنزة على بعد اقل من ميل |
Bu gölge kırmızı çamur bölgesi olarak biliniyor. Olay yerine bir buçuk kilometreden az. | Open Subtitles | هذه المنطقة هُنا معروف عنها رواسب الطين الأحمر، ويبعد أقل من ميل من مسرح الجريمة. |
Cesedi buldukları yerle arasındaki mesafe bir milden az. | Open Subtitles | هذا يبعد أقل من ميل عن مكان العثور على الجثة |
Ve bir milden fazla bir mesafeden tek bir atışla Birleşik Devletler Başkanı'nı öldürdü. | Open Subtitles | وقتل رئيسة الولايات المتحدة بطلقة واحدة أطلقت من على بعد أكثر من ميل |
Bulunduğunuz yerden bir milden az uzaklıkta bir Mustang çalındığı rapor edilmiş. | Open Subtitles | حسنا,لقد تم التبليغ عن فقدان سيارة موستانغ على بعد أقل من ميل من موقعك الحالي,إنه نفس المرآب |
Charles Baskerville'in öldüğü yere bir milden daha yakın. | Open Subtitles | انه يبد اقل من ميل من موقع وفاة تشارلز باسكرفيل. |
Biliyorum, bir milden az kaldı. | Open Subtitles | أعلم أنها تؤلم.. أقل من ميل واحد |
Bir mil kadar aşağıda, derin okyanusun karanlığında 30 tonluk ergin bir başka gri balinanın cesedi var. | Open Subtitles | هناك في الأعماق المعتمة علي عمق أكثر من ميل ترقد جثة حوت رمادي بالغ يصل وزنه ثلاثين طناً. |
Sancak pruvadan iki derece yukarı efendim. Bir mil bile değil. | Open Subtitles | درجتين من على الميمنة سيدى على مسافة أقل من ميل |
Sancak pruvadan iki derece yukarı efendim. Bir mil bile değil. | Open Subtitles | درجتين من على الميمنة سيدى على مسافة أقل من ميل |
Büyük Kanyon-- 1,5 km'den daha derin. | Open Subtitles | الوادي الكبير عمقه أكثر من ميل |
Downeyler ve Foresterlar arasında 1,5 km'den az var. | Open Subtitles | عائلة (داوني) كانت تعيش على بعد أقل من ميل من منطقة الغابات |
Bu taraftan bir kilometre bile uzakta değil. | Open Subtitles | ليس أكثر من ميل واحد من هذا الإتجاه. |
Bu taraftan bir kilometre bile uzakta değil. | Open Subtitles | ليس أكثر من ميل واحد من هذا الإتجاه. |
- Oliver, jet bir kilometre ötede. | Open Subtitles | (أوليفر)، الطائرة النفاثة رابضة على مبعدة أقلّ من ميل. |
Kameralardan birinde yüzü gözüküyor ve Mullen'in çalıştığı yerden birkaç kilometre ötede telefonunu kullanmış. | Open Subtitles | لقد حصلنا على صورة لوجه واحده من الكاميرات وهو يستخدم الهاتف على بعد أقل من ميل (من مكان عمل (مولن |
Buraya bir buçuk kilometreden az bir uzaklıkta, ormanın hemen ötesinde. | Open Subtitles | أقل من ميل من هنا خلف الغابة |