Çok yorgun olmalısın, o kadar yol geldin, Teksas'tan. | Open Subtitles | يجب أن تكون استنفدت، القادمة على طول الطريق من ولاية تكساس. |
Büyük saçları var. Aslında bana onun büyük saçları olduğunu söylememi tembih etti. Çünkü onun büyük saçi olduğunu söylersem, insanlar onun Teksas'tan olduğunu düşünecekler. | TED | وشعرٌ كثيفٌ ايضاً رغم انها اخبرتني انه لا يجب ان اقول انها تملك شعرٌ كثيف لان الناس سوف يظنون ان قلت ذلك انها من ولاية تكساس |
Teksas'tan. | Open Subtitles | من ولاية تكساس. |
Ben onlardan "The Yellow Rose of Texas" şarkısını çalmalarını istemiştim. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد طلبت منهم عزف أغنية *الوردة الصفراء من ولاية تكساس* |
"The Yellow Rose of Texas" şarkısını çaldılar mı? | Open Subtitles | هل قاموا بعزف *الوردة الصفراء من ولاية تكساس*؟ |
Sonra hatırladım ki o yük Texas'tan gelen bir dubadan alınmıştı. | Open Subtitles | حين تذكرت أن تلك الحمولة تم شراؤها من ولاية تكساس |
- Hadi ama Sergei. Teksas'tan olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | هيا، (سيرجي)، أنت تعرف اني من ولاية تكساس. |