Burayı hak eden biri varsa o da sensin dostum. | Open Subtitles | إذا كان هناك من يستحق ذلك فإنه أنت يا بنى |
Tanıyordum. Ölmeyi hak eden insanlar, öldüler. | Open Subtitles | نعم, وإذا كان هناك من يستحق الموت, فإنهم من يستحقه. |
İşaret bırakmayı hak eden kişi anneniz. | Open Subtitles | لو كان هناك أحد إستحق علامته، فهو من يستحق |
Burada övgüyü kim hak ediyor, hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | أعني , كلنا يعلم من يستحق الثناء هنا |
Bağlılığımızı kim hak ediyor? | Open Subtitles | و من يستحق ولائنا؟ |
Hapiste olmayı hak edenin siz olmadığınızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعلمين أنه ليس أنت من يستحق السجن |
Sadece layık olan biri kilidi açabilir. | Open Subtitles | فقط من يستحق يمكنه أن يلغي قفل الحجر |
Biri, karşı taraf için empati ve anlayış talep ettiğinde bile konuşma neredeyse daima kimin daha fazla empati hak ettiğine dair bir tartışmaya dönüyor. | TED | حتى و إن دعا أحدهم إلى التعاطف وفهم الطرف الآخر تتحول المحادثة في كل مرة إلى نقاش حول من يستحق تعاطفاً أكثر. |
Güzel, sulu bir bifteği hak eden biri varsa... o kişi sensin. | Open Subtitles | حسنًا، إن كان هنالك من يستحق شريحة لحم سميكة فأنت هو |
Bo, hadi ama. Bunu senden daha fazla hak eden kim var ki? | Open Subtitles | بربك , من يستحق هذا اكثر منكِ؟ |
İkinci şansı hak eden biri varsa o adam Jim Kirk'tür. | Open Subtitles | وإذا كان ثمة من يستحق فرصة أخرى فهو أنت |
İkinci şansı hak eden biri varsa o adam Jim Kirk'tür. | Open Subtitles | وإذا كان ثمة من يستحق فرصة أخرى فهو أنت |
Aslına bakarsan övgüyü hak eden kişi ben değilim. | Open Subtitles | في الواقع، لست أنا من يستحق ثناءك. |
Atena'ya göre, cezalandırılmayı hak eden Medusa'dır. | Open Subtitles | من وجهة نظر (أثينا) أن من يستحق العقاب هي (ميدوسا). |
kim hak ediyor biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف من يستحق الأسف؟ |
O halde saygıyı kim hak ediyor? Tabi ki sen! | Open Subtitles | إذاً من يستحق الإحترام؟ |
Böyle efsanevi bir görevi kim hak ediyor? | Open Subtitles | من يستحق مثل هذا الشرف؟ |
O zaman hapiste olmayı hak edenin siz olmadığınızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً تعلمين أنه ليس أنت من يستحق السجن |
Sorun şu ki eğer en yukarı çıkmayı hak edenin çıktığı bir topluma gerçekten inanıyorsanız, siz ayrıca, tanım gereğince, çok daha nahoş bir şekilde, en alta inmeyi hak edenin de en alta indiği ve orada kaldığı bir topluma da inanacaksınızdır. | TED | المشكلة هي انه اذا كنت تؤمن حقا بمجتمع يصل فيه الى القمة من يستحق الوصول الى القمة فسوف تصدق ايضا ،ضمنيا،و بطريقة اكثر سوءا بكثير ، بمجتمع فيه من يستحق النزول الى القاع ينزل ايضا الى القاع و يبقى هناك. |
Bundan fazlası var. layık olan herkes gücüne sahip olacaktır. | Open Subtitles | "أياً كان من يستحق سيحظى بالقوة" |
Kâse'yi sadece layık olan bulur, Leigh. | Open Subtitles | فقط من يستحق "سيجد (الكأس) يا "لي |
Kararımı kimin burada olmayı hak ettiğine bakarak yapacağım. | Open Subtitles | لقد قررت أن أختار اسمين بحيث يبقى من يستحق البقاء حقاً |