Hayır. Türev araçları umurumda değil. Burada spekülasyon yapmıyorum ki. | Open Subtitles | كلاّ، لستُ مهتمّاً حول المشتقات فلستُ محباً للتخمين |
Beni rahatsız etmiyor, umurumda bile değil. | Open Subtitles | لا يضايقني، أنا فقط لستُ مهتمّاً. |
Şartlarınız umurumda değil, avukat hanım. Albert Chung teslim olmak zorunda. | Open Subtitles | لستُ مهتمّاً بشروطك، حضرة المحامية، يجب أن يسلّم (ألبرت تشانغ) نفسه |
İdrakın veya aklın ortaya çıkmasıyla ilgilenmedi. | Open Subtitles | لم يكُن مهتمّاً بمظهر الفكر أو الذكاء. |
House benim seçtiğimi daha görmeden kovdu. Chase'in seçimiyle hiç ilgilenmedi. | Open Subtitles | لقد طرد (هاوس) مرشحتي دون معاينة ولم يكن مهتمّاً أبداً بمرشحة (تشايس) |
Bunun nedeni yemek ile ilgilenmiyor olmam. | Open Subtitles | لأنّي لستُ مهتمّاً بالطعام |
Bakınkadınlarla à la carte olarak ilgilenmiyorum artık. Bir daha bir kadınla ilgilenirsem bu kalıcı olacak | Open Subtitles | لا على الإطلاق أنت ترين لَستُ مهتمّاً حقاً بنِساءِ حسب المزاج بعد الآن |
Söylemek isteyecek kadar umurumda olsa bile söyleyemezdim. | Open Subtitles | لا، لستُ مهتمّاً لدرجة أن أفكّر بذلك |
O yüzden Jacob'ın ne dediği umurumda değil. | Open Subtitles | لذا، لستُ مهتمّاً بما قاله (يعقوب) |
- Kapa çeneni, umurumda değil. | Open Subtitles | -إخرس ، أنا لست مهتمّاً |
Ama Bay Robert ilgilenmedi ve hayır dedi. | Open Subtitles | لكنّ السيّد. (روبرت) لم يكن مهتمّاً وقال: "لا" |
Desmond, burayı görmeni istedim çünkü Charles Widmore cevaplarla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | سبب رغبتي في أن ترى هذا يا (دزموند) هو أنّ (تشارلز ودمور)... ليس مهتمّاً بالإجابات |
Ve cenazemde zengin biri olmakla ilgilenmiyorum. Lütfen zamanınızı boşa harcamayın. | Open Subtitles | وأنا لستُ مهتمّاً في أن أكون أغنى رجل في المقبرة، مِن فضلكم، لا تضيّعوا وقتكم |
Burada demiryolları benim ve ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | أنـا عـامل بسكة الحديد، ولستُ مهتمّاً |