Benim işim, tüm bu rahatsızlıklar konusunda ilerleme kaydettiğimizden emin olmak. | TED | مهمتي هي أن أؤكد بالفعل أننا نتقدم في كل تلك الأمراض. |
Khalida Brohi: Sanırım Benim işim ilham vermek, hayalimi paylaşmak. | TED | خالدة بروهي: أعتقد أن مهمتي هي إلهام الناس و اخبارهم عن حلمي. |
Bir tasarımcı olarak Benim işim bu günlük işleri görmek, hissetmek ve iyileştirmeye çalışmak. | TED | بصفتي مصمم منتجات، فإن مهمتي هي ملاحظة تلك الأشياء اليومية، و استشعارها ومحاولة تحسينها. |
Tepede bulunan küçük bir evdi ve Benim görevim çim biçmekti. | Open Subtitles | كان بيت قديم على التلة و كانت مهمتي هي قص العشب |
Bir biyolog ve genetikçi olarak bu problemi çözmeye yardım etmek Benim görevim haline geldi. | TED | بصفتي عالمة في الأحياء والوراثة، أصبحت مهمتي هي المساعدة في حل هذه المشكلة. |
Şimdi, o hedeflere ulaşmak Benim işim ve bunun için de emrim altındaki herkesi kullanırım. | Open Subtitles | الآن مهمتي هي تحقيق تلك الأهداف و سأستفيد من كل شخص تحت تصرفي لفعل ذلك |
Benim işim en iyi sürücüIeri buImaktır. | Open Subtitles | مهمتي هي أن نجد أفضل السائقين , ذلك هدفي |
Şimdi, iki çalışan evlendiği zaman Benim işim çalışanın, patronu tarafından kayırılmadığından emin olmak. | Open Subtitles | الان, عندما يتزوج موظفين فان مهمتي هي التاكد من ان الموظف لايتلقى اي معاملة خاصة من رئيسه او رئيسته |
Çünkü ben senin ağabeyinim araba sürmek Benim işim cesetlerin elindekileri almak da senin işin. | Open Subtitles | لأنني شقيقك الاكبر و مهمتي هي القيادة و انتزاع الأشياء من الجثث هي مهمتك |
Bu arada Benim işim insanları savaşa hazırlamak. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت فإن مهمتي هي أن أجعل هؤلاء الناس مستعدين للمعركة |
Benim işim, sizin mahkemeye çıkmanızı sağlamak, o kadar. | Open Subtitles | مهمتي هي القبض عليك وأدع القانون يأخذ مجراه، هذا كُل شيء. |
Hayır. Benim işim müvekkilime hizmet etmek. Ve gerçek şu ki, dava kazanılamaz. | Open Subtitles | كلا، مهمتي هي خدمةُ موكّلي والحقيقة هي، أن القضية غير قابل لكسبها. |
Benim işim onu korumak, o yüzden, lütfen, çaçayı bırakın, ve bize A-kesimli elbiseler getirin. | Open Subtitles | مهمتي هي حمايتها .. لذلك رجاءً توقفي عن التفريق و اجلبي لنا بعض الفساتين .. |
Örnek olması için farzedelim ki Benim görevim 15 tane çörek getirmek ve ben 15 tane çöreği şirin, küçük canavarları öldürerek getirebilirim. | TED | دعونا نقول على سبيل الجدل, مهمتي هي الحصول على 15 فطيرة, و أحصل على الفطائر الخمس عشرة عبر قتل هذه الوحوش الصغيرة اللطيفة. |
Ancak Benim görevim elimdeki bu saldırganları, derhal sınır dışı edilmeleri için Stanton'a geri götürmek. | Open Subtitles | لكن مهمتي هي إعادة الأعداء في أسري إلى ستانتن لحثهم وإبعادهم سريعاً |
Bu görev boyunca hayatta kalmanızı sağlamak Benim görevim. | Open Subtitles | مهمتي هي أن ابقيكم أحياء في هذا الاستكشاف |
Benim görevim ise şehrin diğer işlerini yürütmektir. Buna askeri meseleler de dahildir. | Open Subtitles | ، و مهمتي هي الإهتمام بباقي موارد المدينة متضمناً بذلك الأمور العسكرية |
Yine yanıldın pire torbası. Benim görevim Kedicik'i bulmak ve işini bitirmek. | Open Subtitles | اخطأت مجددا ايها الذكي مهمتي هي ايجادها و النيل منها |
Seni güvende tutmak Benim görevim. Seni korumak, Benim görevim bu. - Önemli olan tek şey bu. | Open Subtitles | مهمتي هي أن أبقيك بأمان لحمايتك، ذلك ما أفعل وهو كل ما يهم |