Ama ne kadar popüler olduğunun bir önemi kalmıyor-- | Open Subtitles | أحياناً لا يبدو الأمر مهمّاً كمأنتِشعبيةعندما.. |
Neyse, artık önemi yok, bizi bağışlaması için haber yollamalıyım. | Open Subtitles | هذا ليس مهمّاً الآن، سأرسل رسالة أعتذار بأسمنا |
Evet Önemli bir haberi takip ediyordum ama sonuç çıkmadı. | Open Subtitles | أجل، كنت أطارد خيطاً دليلاً مهمّاً حتى وصلت لطريق مسدود. |
Mahkemede bir sürü zaman kaybedecek kadar Önemli olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لم يكن مهمّاً بما يكفي لإضاعة المزيد من الوقت في المحكمة |
Bence bunlar pek mühim değil. | Open Subtitles | لست متأكّدة ما إنْ كان ذلك مهمّاً فعلاً |
Biri senin için önemliyse ona taşınacağını söylersin. | Open Subtitles | لا تستخفّ بذلك الاسم إن كان أحدهم مهمّاً لك فأخبره أنّك ستنتقل |
Kraliçeyi öldürmeyi üstlenmen önemliydi. | Open Subtitles | كان مهمّاً أن تتحملي مسؤولية قتل الملكة. |
Onu becermek zorundasın. Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | يجب أن تضاجعها فالأمر ليس مهمّاً |
Gerçi oraya gidemediğimiz için bunun bir önemi de yok. | Open Subtitles | لا أعرف إن كان ذلك مهمّاً طالما لا نستطيع الذهاب إلى هناك |
Ama hiç önemi yok, Charlie. Önemli olan burda olmamız. Etrafına bak. | Open Subtitles | لكن هذا ليس مهمّاً (تشارلي) المهم هو أننا هنا، انظر من حولك |
Dünyayı değiştirecektim. Ama Peter hastalandıktan sonra amaçlarımın hiçbir önemi kalmamıştı. | Open Subtitles | لكن بعد أن مرض (بيتر)، لم يعد أي من ذلك مهمّاً. |
Nasıl hissettirdiğinin bir önemi yok. Bunu anlayışla karşılardı. | Open Subtitles | و شعوري ليس مهمّاً فقد كان ليتفهّم |
Eğer Önemli olmasaydı gelmezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأطلب منك لو لم يكن الأمر مهمّاً. |
Ufak olabilirler ama, nektarı uzun saplarının altında güvenle saklamak gibi çok Önemli bir rolleri vardır. | Open Subtitles | من الممكن أنها صغيرة ولكنّها تلعب دوراً مهمّاً تبقي الرّحيق محروسا بشكل جيد في أخفض نقطة من ساقها الطويل |
Ama gerçekten Önemli olan şey çoktan gitmişti. | Open Subtitles | لكنّ الشيءَ الذي كان مهمّاً فعلاً كان قد ذهب فعلاً |
Bir bar kavgasını soruşturmaktan daha Önemli işleriniz yok mu sizin yani? | Open Subtitles | أتقصد أن تخبرني بأن لا شيء مهمّاً لديكم سوى التحقيق في شجار حانة؟ |
Senin o afilli boyama terimlerini bilmiyorum ben ayrıca çok da mühim bir şey değil yani, Al. | Open Subtitles | حسناً، لا أعرف معايير دهانك المنمّقة، كما أنّه ليس أمراً مهمّاً (آل). |
Hayır ama Whistler için önemliyse, benim için de Önemli demektir. | Open Subtitles | لا، ولكن إن كان مهمّاً بالنسبة لـ(ويسلر) فهو مهمّ بالنسبة لي |
Anne, özür dilerim. Bu gerçekten, gerçekten önemliydi. | Open Subtitles | امي، أنا آسفه، لكنّه كانَ شيئاً مهمّاً جدّاً |
Bir gün izin yap. Büyütülecek bir şey değil. Sağ ol, doktor. | Open Subtitles | بالتأكيد، خذ يوم إجازة ليس أمراً مهمّاً |
Kim olduğumu biliyor olabilirler ama bu o kadar da Önemli değil. | Open Subtitles | ربّما يعرفون حقيقتي الآن لكنْ لمْ يعد ذلك مهمّاً |