| Emekli maaşının ne olduğunu bilmiyorum ama senin için önemli olmalı. | Open Subtitles | لا الثدي والمعاشات، ولكن يجب أن يكون مهم بالنسبة لك. |
| Yüzünden anlaşıldığı kadarıyla, senin için önemli biri olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني التوقع من النظرة التي تعلو وجهك أنه شخص مهم بالنسبة لك |
| Ben de duydum. Şu, senin için önemli olan bir şeyin uzaklaşma sesini. | Open Subtitles | سمعت ذلك أيضا صوت شيء مهم بالنسبة لك يختفي |
| Belli ki balo senin için önemli. | Open Subtitles | من الواضح أن الحفل الراقص مهم بالنسبة لك |
| Pekala, madem senin için bu kadar önemli, evlenelim. | Open Subtitles | حسنا، نحن سوف نتزوج، لأنه مهم بالنسبة لك. |
| Neden yapıyorsun ne yapıyorsun, ama bunun senin için önemli olduğunu biliyorum, ve... ve kararını destekliyorum. | Open Subtitles | لماذا تفعل ما تفعله ولكنني أعلم أنه مهم بالنسبة لك و ولذا أنا أدعم قرارك |
| Hayatındaki biri, senin için önemli olan bir şeyi mi kaybetti? | Open Subtitles | هل يوجد شخص في حياتك أضاع شيء مهم بالنسبة لك ؟ أنت. |
| Bunun senin için önemli olduğunu anlıyorum ama kurallar hala geçerli. | Open Subtitles | اتفهم كم هذا مهم بالنسبة لك ولكن هناك قوانين، نحن نسيطر على زمام الأمور |
| senin için önemli olan konuşmayı kesip dinlenmen. | Open Subtitles | ما هو مهم بالنسبة لك أن نتوقف عن الحديث والراحة. |
| Bence bu adil ama senin için önemli bu yüzden içeriye gizlice aperatif sokmakla sorunum yok. | Open Subtitles | لذلك تدفع مبلغًا إضافيًا وأظن أن هذا أمر عادل لكن هذا مهم بالنسبة لك لذلك أقبل بتهريب مأكولات لا نحبها |
| Seattle'da senin için önemli biri mi var? | Open Subtitles | شخص ما فى سياتل مهم بالنسبة لك ؟ |
| Müstakbel akrabalarını ağırlamanın, onlarla tanışmanın senin için önemli olduğunu biliyorum | Open Subtitles | أعني، إنه مهم بالنسبة لك لكي تتركي حمواك المستقبليين ...يقابلوا عائلتك و |
| Yani bugün senin için önemli bir gün değil mi? | Open Subtitles | انه يوم مهم بالنسبة لك اليس كذلك؟ |
| - Düğünümün senin için önemli olmaması benim için de olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | -فقط لان زواجي ليس مهم بالنسبة لك لا يعني هذا انه ليس مهم بالنسبة لي |
| Bak, bunun senin için önemli oldugunu anliyorum. | Open Subtitles | اسمعي, إنني أفهم أن ذلك مهم بالنسبة لك |
| - senin için önemli olduğu belli. - Olmaz. | Open Subtitles | أعرف كم أن الأمر مهم بالنسبة لك |
| Ama hislerimin senin için önemli olduğunu duymak şaşırtıcı. | Open Subtitles | أن ما أشعر به مهم بالنسبة لك. |
| senin için önemli olmalı Bette. | Open Subtitles | أرى أنه مهم بالنسبة لك " بيت " |
| senin için önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا هو مهم بالنسبة لك |
| Shawn, bu, senin için bu kadar önemli mi? | Open Subtitles | شون , أه1ا أمر مهم بالنسبة لك ؟ |
| Bunun senin için bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أنه مهم بالنسبة لك |