başarısızlık karşısında kendilerini daha çabuk toparlayabildiler. Yani yeni bir özgüven kazandılar. | TED | وأصبحوا أكثر إصرار على مواجهة الفشل فقد ربحوا ببساطة ثقة جديدة بالنفس |
Söz konusu iddiaya ilişkin tanıkla yüzleşme hakkımızı Sayın Yargıç. | Open Subtitles | من حقنا مواجهة الشاهد المعادي في المحكمة يا حضرة القاضي |
Gerçekle yüzleşmeye, düşünmeye, zor sorularla yüzleşmeye cesaret etmeye başladım. | TED | بدأت أجرؤ على مواجهة الحقيقة، وعلى التفكير، ومواجهة الأسئلة الصعبة. |
Tamam, belki de birine sinirlenmek yaşadıklarınla yüzleşmekten kaçınmanın bir yolu olduğu içindir. | Open Subtitles | حسنا, لأنه ربما الغضب في وجه أحدهم وسيلة لتجنب مواجهة ما يحدث معك |
Şunu bilmeni isterim ki ekonomik bir faciayla da karşı karşıya olabilirsin. | Open Subtitles | اتصل فقط لأعلمك انك قد تكون على وشك مواجهة كارثة اقتصادية أيضا |
Ve bu beni, değişimle baş edebilir, hatta değişimi kucaklayabilir biri yaptı. Gerçi hâlâ çok inatçı olduğum da söyleniyor. | TED | وهذا جعلني قادرة على مواجهة التغيير، بل الترحيب في النهاية بالتغيير، ومع ذلك فقد أخبرت بأني ما زلت صعبة المراس. |
Kimsenin yüzüne bakamam artık. | Open Subtitles | لا أستطيع مواجهتهم أو مواجهة إي أحد بعد الأن |
Bugün, balinaların sularımızda yüz yüze kaldığı daha modern ve baskıcı problemleri ele almaya ihtiyacımız var. | TED | علينا مواجهة المشاكل والضغوطات المعاصرة التي تواجهها هذه الحيتان في مياهنا الآن. |
Gitmeseydim, bir daha o çocukların karşısına çıkmaya yüzüm olmazdı. | Open Subtitles | إذا لم أفعل، لن أكون قادراَ على مواجهة أولئك الشباب مرة أخرى |
Her zaman belirsizlikler karşısında kararlar alıyoruz. Kelimenin tam anlamıyla her zaman. | TED | نحن نتخذ القرارات في مواجهة الشك طوال الوقت، حرفياً في كل الوقت. |
Sadece kendi halkımız değil, Wraithlerin karşısında duran herkes için. | Open Subtitles | ليس لنا فقط ، لكن لكل من يريد مواجهة الريث |
Korku, tehlike karşısında bir hikmettir, utanılacak bir şey değildir. | Open Subtitles | الخوف حكمة عند مواجهة الخطر هذا شيء لا يدعو للخجل |
Şanslıydım, işi aldım, fakat babamla yüzleşme en zor kısımdı. | TED | لحسن الحظ حصلت على العمل لكن اصعب جزء هو مواجهة ابي |
Eğer bu sorunla hep beraber yüzleşme cesaretini gösterirsek azaltabileceğimiz acıları düşünün. | TED | ولكم أن تتخيلوا كمّ المعاناة التي يمكننا تخفيفها إن تجرأنا على مواجهة هذه القضية معًا. |
Fiziksel yüzleşmeye ait kanıtlar var. Sonu da böyle bitmiş. | Open Subtitles | هناك أدلة على حدوث مواجهة جسديّة وهنا انتهى به الأمر |
Sadece insanlar gelecekle yüzleşmekten korkuyorlar. | Open Subtitles | الأمر فقط هو أن الناس خائفون من مواجهة المستقبل ، هذا كل ما في الأمر |
Ortaya çıkarmakta olduğumuz geleceğe doğru daha ciddi bir şekilde hareket ettikçe gerçekte iki çetrefilli zorluk takımıyla karşı karşıya geleceğiz. | TED | سنجد أنفسنا في مواجهة مجموعتين من التحديات كلّما غصنا أعمق نحو المستقبل الذي تقوم بإنشاءه. |
Hocam böyle güçlü bir iblisle, baş edeceğimi hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | معلمي معلمي انا غير قادر على مواجهة شخص قوية كهذا |
Anne, 0 insanların yüzüne bakamam. | Open Subtitles | أماه , لا أستطيع مواجهة هؤلاء الناس لا أستطيع فحسب |
Örneğin bir binaya giren savaşçı için yüz yüze geldiği ve onu gören başka bir savaşçıdır. | TED | ويجد نفسه في مواجهة مقاتل آخر يصوّب نحوه، |
Şerif J P Harrah'ın karşısına çıkmak istemediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | انا اعتقد انك لاتريد ان تقف في مواجهة مع مدير الشرطة |
Çünkü bizi öldürmeye çalışan bir kadın ile yüzleşmek üzereyiz. | Open Subtitles | حسناً، نحن على وشك مواجهة المرأة التي حاولت قتلنا كلينا |
Böyle bir toplum çılgınlık olur, kimse hayatta kalamaz, sorunlarıyla başa çıkamaz. | TED | ومجتمع كهذا سيكون مجنوناً لن يتمكن من الصمود أو من مواجهة مشاكله. |
Bunu kabul etmeliyiz. Artık gitmeliyim. | Open Subtitles | يجب علينا أيضاً مواجهة ذلك إننى مضطرة للإنصراف الآن |
Ama hayatınızın en büyük kararıyla yüzleşip bir yere varamamak kadar kötüsü yoktur. | Open Subtitles | لكن لا شيء أسوأ من مواجهة أهم قرار في حياتك بلا الوصول لنتيجة |
Terörle mücadele hakkındaki en büyük konulardan biri, onu nasıl algıladığınızla ilgilidir. | TED | أحد أهم الأمور في مواجهة الإرهاب هو تصوركم عنه. |
Saat 3'te biraz daha beklemek istedim ama saat 4'te gerçekle yüzleşmem gerekti. | Open Subtitles | وفي الثالثة أردت الانتظار أكثر ولكن في الرابعة كان علي مواجهة الحقيقة. |