Katı ahlak kuralların nedeniyle... davranışların da müziğin kadar mükemmel olsun istiyorsun. | Open Subtitles | بسبب معاييرك الاخلاقية الصارمة كنت تريد ان يكون سلوكك مثاليا كما موسيقاك |
Çünkü senin müziğin, bana birçok müzisyeni keşfettirdi. | Open Subtitles | لأنه و بسبب موسيقاك فقد اكتشفت العديد من الموسيقيين |
Şarkı söylersen sana ters ters bakarlar o yüzden kendi müziğini dinlersin. | Open Subtitles | كلا، الأشخاص الآخرون سيحدّقون بك إن غنيت .لذا ستستمع إلى موسيقاك الخاصة |
Yani müziğini, Bestelerini, tüm kayıtlarını. | Open Subtitles | أنا أعني بأني أعرف موسيقاك و ألحانك و كل تسجيلاتك |
O müzik, tüm Memphis'ten kasırga gibi geçmişti. | Open Subtitles | وكسرت موسيقاك موسيقاي التي كانت تسير كإعصار ممفيس كالإعصار |
bazı kişiler senin yeni müziğinin Bob Dylan'ın müziğine çok benzediğini söylüyor. | Open Subtitles | بعض الناس يقولون ان موسيقاك الجديده تشبه كثيرا موسيقى بوب ديلان |
Grace, istediğin müziği dinlemek ister misin ? | Open Subtitles | غرايس، أتريدين إسماع موسيقاك هنا بصوت عال؟ |
Emma'nın senin müziğinden daha sıkıcı bulacağı tek şey, benim yaptığım şeydir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد التي تحبه ايما ما عدا موسيقاك هو ما اقوم به |
müziğin maymun sesine benziyor | Open Subtitles | مبتسما وأصوات موسيقاك كصوت القرد في الحديقة |
Belki bir gün müziğin hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | إذاً ربما يمكننا أن نتكلم عن موسيقاك الرائعة في وقت ما قريب |
Ve sen bunun üstesinden gelene kadar da müziğin düzelmeyecek. | Open Subtitles | و إلى أن تتمكنى من إصلاحها ، فإن موسيقاك ستعانى مثلك |
Sana müziğini milyonlara duyurabilmen için uzun vadeli bir sözleşme öneriyorum, artı fazlasını. | Open Subtitles | انا اعرض عليك عقد طويل الأجل الذى سيجعل موسيقاك تصل الى الملايين , ربما ازيد |
Bütün dünya harikulade müziğini dinleyebilecekler Dokuzyüz... | Open Subtitles | العالم كله سوف يستمع إلى موسيقاك الرائعة يا 19 |
Böylece dünyanın her yerindeki insanlar... senin harikulade müziğini dinleyebilecekler Bin Dokuz Yüz | Open Subtitles | العالم كله سوف يستمع إلى موسيقاك الرائعة يا 19 سوف يستمع إلى موسيقاك الرائعة يا 19 |
müzik olayınız da tutmadığından sonuçta faturaları bir şekilde ödemen gerekiyordu. | Open Subtitles | يجب أن تدفع الفواتير بطريقة ما منذ أن لم تنجح موسيقاك حقاً أليس كذلك؟ |
Diyordu ki, eğer gerçekten ruhunla çalmak istiyorsan hayatındaki acıyı müziğine vereceksin. | Open Subtitles | كان يقول له أن العزف الحقيقي لكي تعزف من روحك عليكَ ان تترك ألم حياتك يخرج عن طريق موسيقاك |
müziği biraz kısarmısın.. | Open Subtitles | أنا كنت أتسائل إذا أنت يمكن أن تدور موسيقاك أسفل قليلا، |
müziğinden, arkadaşlarından, ailenden vazgeçtin, ne için, bir teselli kızı için mi? | Open Subtitles | تتخلى عن موسيقاك وعائلتك وأصدقائك؟ من أجل تلك الفتاة البديلة؟ |
Artık, senin müziğinin nelere sebep olduğunu anlamışsındır. | Open Subtitles | اعتقدت انه يجب عليك معرفه ما تفعله موسيقاك |
Senin yeniden müzikle tutkulu olduğunu görmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل رؤيتك.. شغوفاً جداً بشأن موسيقاك مجدداً |
Dayanamadığım için beni bağışlayın... ama Müziğiniz öylesine güçlüydü ki. | Open Subtitles | اغفر لى تطفلى بهذا الشكل ولكن موسيقاك شديدة التأثير |
şarkıların uzun yolculuğumuzu keyifli hale getirecek. | Open Subtitles | ستكون موسيقاك رفيق مرحب به طوال رحلتنا الطويلة |
Hayranlarımın müziğinizin bana verdiği ruhsal heyecanı bilmelerini isterim. Bu çok hoş olurdu. | Open Subtitles | أريد أن يجرّب جمهوري نفس الشعور الرافع للمعنويات الذي منحتني إياه موسيقاك |
müziğin derken de senin müziğinizden bahsediyorum diğer siyahi insanların yaptığı müzikten değil. | Open Subtitles | وعندما أقول موسيقاك ، فأنا أقصد الخاصة بك أنت ليست الموسيقى الخاصة بالأشخاص السود الأخريين |
Müziğinle bir çok şey söylüyorsun. | Open Subtitles | دائماً كان لديك الكثير لتقوله في موسيقاك |
Ayrıca müziklerinden de sıkılmadım. | Open Subtitles | وأنا لم أضق ذرعا مع موسيقاك |