"موصل" - Traduction Arabe en Turc

    • bağlı
        
    • iletken
        
    • iletkeni
        
    • kuryeden
        
    • kondüktör
        
    • iletkendir
        
    • pizzacı
        
    • ileten
        
    Eğer kapatılmazsa, hep aynı gerçekliğe bağlı kalıyor. Open Subtitles طالما هو ليس مطفئ يكون موصل دائما إلى نفس الحقيقة
    Görünen o ki yalnızca çalışmayan monitöre bağlı uyuyan bir adammış. Open Subtitles المريض كان نائما فقط كان موصل به شاشه غير سليمه
    S.A.R.A.H.'nın işlemcisi Global'deki bilgisayarıma bağlı. Open Subtitles كمبيوتر ساره موصل بكمبيوتري في مبنى جلوبال
    UIUC deki Lewis laboratuvarlarından iletken bir kalem. TED قلم موصل من مختبر لويس في جامعة إلينوي.
    Makinenin devrelerini toplamak için altından başka hiçbir şey kullanmadı. Altının iyi bir duygu iletkeni olduğuna inanıyordu. Open Subtitles و لم يستخدم إلا الذهب لتجميع دوائره لإعتقاده بأنه أفضل موصل للمشاعر البشرية
    Sen bir kuryeden başka bir şey değilsin. Open Subtitles أنت لست شيء , لست أكثر من موصل
    Seni gidi beş paralık kondüktör. Open Subtitles أنت مجرد موصل اثنين بت.
    Fevkalâde bir iletkendir. Tanrım! Nolan! Open Subtitles بأنه موصل ممتاز أوه يا إلهي نولان سأكون على مايرام
    bağlı olduğu bütün bu makineler, bilgisayar tarafından yönetiliyor, yani acil durum görüntüleme ağına bağlı. Open Subtitles كل هذه الأجهزة التى هو موصل بها تعمل بالكمبيوتر لذا هو متصل بالشبكة للاستجابة لحالات الطوارئ
    Umarım yeni şüpheliniz bir kalp mönitörüne bağlı değildir. Open Subtitles آمل أن المشتبه به الجديد ليس موصل الى جهاز قياس نبضات القلب ايضاً
    Tamam, şimdi, orada bilgisayar arabirimine benzeyen bir şey var mı, ...uçağın elektrik sistemine bağlı şekilde? Open Subtitles حسناً، الآن، هل هناك أي شيء يشبه واجهة الكمبيوتر موصل بالنظام الكهربائي للطائرة؟
    Alarm, doğrudan merkezi polis karakoluna bağlı. Open Subtitles جهاز الإنذار موصل مباشره إلى مركز الشرطة
    Sisteme bağlı olan her askeri bilgisayar temizlenir. Open Subtitles أي جهاز كمبيوتر عسكري موصل بالشبكة سيُمحَى كلياً.
    Alınan yada gönderilen bir sinyal yok, yani ya bombanın üzerinde yada ona kabloyla bağlı. Open Subtitles لا اتلقى اي اشارات واردة او صادرة, اذاً اما الصاعق على القنبلة او موصل بصلك بها.
    mesela yazıcıdan çıkarılmış devre kartları kullanmak yerine iletken boyalarla devre çizebiliriz. TED حبر موصل يمكننا من رسم الدوائر بدلا عن استخدام لوحات الدوائر المطبوعة التقليدية او اسلاك.
    Dünyadaki her şey ya iletken ya da değil. Siz de bunları beraber kullanabilirsiniz. TED اي شئ في العالم اما موصل او غير موصل، يمكنك استخدامهم سوياً.
    Geçit çok güçlü bir süper iletken. Ama emin olmak için doğru adımları... Open Subtitles البوابة موصل قوي جدا لكننا يمكن لأن نتخذ إجراءات الأمان
    Bilgisayar korsanı, yapay zeka ve pil çaldıktan sonra bir enerji iletkeni gidişata uyuyor. Open Subtitles بعد سرقة هاكر , وذكاء إصطناعي وبطارية , موصل الطاقة يلائم النمط
    Sen kuryeden başka bir şey değilsin. Open Subtitles أنت لست شيء , لست أكثر من موصل
    - Dediğiniz farklı bir kondüktör. Open Subtitles إنه موصل من نوع آخر
    Eminim biliyorsunuzdur deri, elektriğe karşı en az kağıt kadar iletkendir ki bu yetersizdir. Open Subtitles متأكد بأنك تعرف أنّ الجلد يعتبر موصل للكهرباء مثل قطعة الورق ...ويعتبر ليس تماماً
    Dostum, pizzacı geç kaldı. Bedava pizza! Open Subtitles تبا يا رجل ان موصل الطلبات للمنزل متاخر للغاية
    Peki, bu problemi bir dövme ile çözmeye çalışırsanız ilk adım elektrik ileten bir dövme yapmak olacaktır. TED حسنًا، إذا حاولت حل المشكلة باستخدام الوشم، فأول خطوة هي صنع وشم موصل للكهرباء.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus