Mayınların durumunu kontrol edip ayak basacak bir yer oluşturmak için? ! | Open Subtitles | لقد اختبر وجود لغمٍ أرضي ليُنشأ موطئ قدم؟ |
1.5 metre boyunca ayak basacak yer yok. Dikkatli ol, tamam mı? | Open Subtitles | لا يجد موطئ قدم لخمسة أقدام لذا كن حذراً |
Ama yine de o kadar sarptır ki bazı noktalarında ayak basacak yer bulmak neredeyse imkansızdır. | Open Subtitles | لكنها لا تزال مذهلة فى الانحدار ففى كثير من الأماكن تقريبا من المستحيل الحصول على موطئ قدم |
Bu bir güvenli yer durumu. Ve SGC dışında. | Open Subtitles | أنه وضع موطئ القدم وهو خارج قيادة البوابة. |
Galiba farkına vardınız, güvenli yer konusunda sizi biraz aldatmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ربما لاحظت بأنني كذبت قليلا حول حالة موطئ القدم. |
Üç yıl önce, burada Yıldızgeçidi komutanlığında bir güvenli yer durumu olmuştu. | Open Subtitles | منذ ثلاث سنوات , كان لدينا موطئ قدم هنا في مقر قيادة بوابة النجوم |
Yani, orada sağlam bir yer edinirsen, kısa zamanda editörlüğe yükselirsin. | Open Subtitles | أعني، لو حصلت على موطئ قدم هناك، فإنك ستصبح محررا مباشرة |
Ayak basacak yer bulamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا يمكن العثور على موطئ قدم. |
- Ayak basacak yer lazım. | Open Subtitles | - أنا فلدي الحصول على موطئ قدم. |
Ayağını basacak yerin yok! | Open Subtitles | لا يوجد موطئ قدم! |
- Aynı zaman "güvenli yer" kelimesini de kullandı. - Dünya dışı istila. | Open Subtitles | قال أيضا كلمة موطئ قدم غارة فضائية |
güvenli yer Sierra Golf Charlie. | Open Subtitles | موطئ القدم سيرا غولف شارلي |
Amerikan piyasasında sağlam bir yer istediler, ve şimdi de bir tane elde ettiler. | Open Subtitles | أرادوا موطئ قدم في الإقتصاد الأمريكي والآن لديهم واحد |
Şu anda bir ajanımızın derneğe sızabileceği bir plan üzerinde çalışıyoruz ki bu da bize şimdiye dek bulamadığımız sağlam zemini sağlayacak. | Open Subtitles | والآن نعمل على خطة لنجعل واحد من عملائنا يخترق هذة المؤسسة وذلك من شأنه أن يمنحنا موطئ قدم لم يكن لدينا حتى الآن |