"موعده" - Traduction Arabe en Turc

    • zamanında
        
    • randevusunu
        
    • vaktinde
        
    • randevusu
        
    • buluşmada
        
    • çıktığı
        
    • erken
        
    • randevuda
        
    • randevusuna
        
    Bak, muhtemelen makinist treni zamanında ulaştırmak için endişelidir. Open Subtitles انظر , المهندس ربما كان متلهفا للوصول بالقطار فى موعده
    Bu sene ikidir ödeneğim zamanında ödenmiyor, Alistair. Open Subtitles هذه هي ثاني مرّة في السنة لا يتم فيها دفع مصروفي في موعده
    Ben'in randevusunu kaçırmasından dolayı hemşire Forrester normalden 12 dakika önce işten çıkabilmişti. Open Subtitles ,لأن بن غاب عن موعده ممرضة فورستر كانت قادرة على ترك العمل 12دقيقة أبكر من المعتاد
    Asla bir randevuyu kaçırmazdı. Her zaman vaktinde gelirdi. Open Subtitles لم يتخلف عن موعده مطلقاً دائماً يتواجد في الموعد المحدد
    Mellenburg bugün radyasyon randevusu için transfer edilecek. Open Subtitles ميلانبيرغ, سيتم ترحيله اليوم من أجل موعده للحصول على جلسة أشعاعية
    İlk buluşmada izin veriyorsun. Open Subtitles جعلتيه يفعل هذا خلال موعده العاطفي الأول.
    Demem o ki, nasıl bir insan çıktığı insanı masada bırakıp gidip başka biriyle tuvalette seks yapar ki? Open Subtitles اعني , اي نوع من الناس يترك موعده ؟ في المطعم و يذهب و يضاجع شخصٌ ما ؟ في الحمام ؟
    Ve müşterilerden biri "nasıl olurda banka zamanında açılmaz" diyerek şikayette bulundu. Open Subtitles وأحد الزبائن كان يشتكي كيف ان المصرف لم يفتح في موعده
    Ekiplerin bölgeye varmaları, yayını engelleyebilecekleri süre içerisinde olmayabilir ve zamanında ulaşabilseler bile Bakan Heller'ın kurtarma harekatı sırasında öldürülme ihtimali var. Open Subtitles الفريق المرسل إلى هناك ربما لا يصل في موعده ليمنعوا البث وحتى لو فعلوا
    Eğer zamanında faksını alamazsan işini yapamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تدير العمل إذا ما لم تتمكن من إستقبال الفاكس فى موعده
    randevusunu mahvetmenin bir yolunu bulalım. Open Subtitles دعينا نجد مخرجا من هنا و نخرب موعده الغرامي
    Bana sırf arkadaşınıza daha uygun olduğu için birinden randevusunu değiştirmesini istememi söylemiyorsunuz değil mi? Open Subtitles أنتِ تقترحين أنْ أطلب من أحد الأشخاص تغيير موعده من أجل استيعاب صديقتك، أليس كذلك؟
    Daha önemli biri, randevusunu iptal mı etti? Open Subtitles هل ألغى شخص أكثر أهمية موعده معه؟
    Bu yapımcı değilse neyin. Tam vaktinde. Open Subtitles لو لم يكن المنتج , ما جاء فى موعده الصحيح
    Kimse bu yardım toplantılarının vaktinde başlamasını beklemez. Open Subtitles كنت متأخراً و لم يتوقع أحد أن يبدأ حفل تجميع تبرعات في موعده
    Personelimden vaktinde başlayan ve beni ikiyüzlü gibi göstermeyen bir... Open Subtitles و تتوقع ان فريقك سيمكنه أن يتمالك نفسه و يوصلك إلى حدث في موعده
    Mellenburg bugün radyasyon randevusu için transfer edilecek. Open Subtitles ميلانبيرغ, سيتم ترحيله اليوم من أجل موعده للحصول على جلسة أشعاعية
    Bence randevusu pek iyi gitmemiş. Open Subtitles لا أعتقد أن موعده سار على ما يرام
    Kim ilk buluşmada yalan söylemez ki? Open Subtitles حسناً , من لا يكذب في موعده الأول
    O şişe değil, çıktığı kadın. Open Subtitles هذه ليست زجاجه ، هذا موعده
    Batı'nın beklediğinden üç yıl erken olmuştu. Open Subtitles انفجار سبق موعده الذي توقعه الغرب بثلاث سنوات
    Baban, Kretase Dönemi'nden bu yana ilk defa bir randevuda. Open Subtitles والدك في موعده الأول منذ العصر الطباشيري
    Bay Dardis'e 6:30 randevusuna geç kalmak istemediğini söyler misiniz lütfen. Open Subtitles و أخبري السيد دارديس ألا ينسى موعده في السادسة و النصف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus