"موفمبر" - Traduction Arabe en Turc

    • Movember
        
    Ama gerçekten söylemekten memnun olduğum şey ise, 2010 yılında, Movember ciddi olarak evresel bir hareket haline geldi. TED لكن ما يسعدني قوله ، أنه في عام 2010 أصبح موفمبر حركة عالمية
    diyorlar. Ve bu böyle, herbir insan, Movember'a katılan herbir Mo Biraderi, herbir Mo bacısı, bizim ünlü elçilerimiz ve bu bizim başarımızın temeli için çok çok önemli. TED أصبح وكأن كل شخص ، كل أخ شارب و كل أخت شارب شاركوا معنا في موفمبر هم مشاهيرنا ، وهذا مهم ، مهم جدا و أمر أساسي لنجاحنا
    Şimdi sizinle paylaşmak istediğım şu ki, şu ana kadar ki en dokunaklı Movember anlarımdan biri ve geçen sene burada, Toronto'da, kampanyanın sonunda gerçekleşti. TED الآن ما أرغب مشاركتكم به هو إحدى لحظات موفمبر المؤثرة جدا و لقد حصلت هنا في تورنتو العام الماضي ، في نهاية الحملة
    Ve o an fark ettim ki Movember bir bıyıktan, bir şakdan çok daha fazlası var. TED ومنذ تلك اللحظة ، فهمت بأن موفمبر أكثر من مجرد شارب ، أكثر من مجرد مزحة
    Şimdi Movember'da, üç yapım alanı üzerine ve gerçek bir etki yaratmaya odaklanıyoruz: farkındalık ve eğitim, hayatta kalmaya çalışanlara destek ve araştırma. TED من جهتنا نحن في موفمبر ، نركز بشدة على ثلاثة نواحي لها تأثير عميق : الوعي ، التثقيف ، برامج لدعم الناجين من المرض و برامج لدعم البحوث
    Bana geldi ve dedi ki, "Movember'a başladığınız için teşekkürler." TED أتاني قائلا : " شكرا لأنك ابتدأت موفمبر "
    Hafta sonları mesai saatlerinden sonra, o kadar fazla zamanımızı tüketiyordu ki, ya bunu kapatmamız gerektiğini ya da Movember'ı sermayeye çevirebilmeliydik böylece ben de işimi terk edip, bu organizasyonda daha fazla zaman harcayabileyim ve bunu bir sonraki seviyeye taşıyabileyim. TED لقد كانت الحملة تستهلك الكثير من وقتنا ، بعد ساعات من العمل في نهاية الأسبوع ، فقررنا بأننا بحاجة إلى إما إنهاء الأمر أو إيجاد طريقة لتمويل موفمبر حتى أستطيع الإستقالة من عملي و قضاء وقت أكثر في الجمعية حتى أصل بها إلى المرحلة التالية
    (Alkışlar) Ve bu Movember'ı şimdi prostat kanseri araştırma ve destek programlarının dünyadakı en büyük para kaynağı yapıyor. TED (تصفيق) وهذا الأمر جعل من موفمبر الآن أكبر ممول لبحوث وبرامج دعم سرطان البروستات في العالم
    (Kahkahalar) Ve dedi ki "Bunu Movember için yapıyorum." Ve ben dedim ki, "Ben de." Ve "Bana kendi Movember hikayeni anlat." TED (ضحك ) فقال :" أقوم بتربيته من أجل موفمبر". فقلت : "و أنا كذلك ". و قلت: " أخبرني عن قصتك مع موفمبر "
    Ve ben dedim ki, "Movember' yaptığın için teşekkürler" TED فقلت له " شكرا لأنك تشارك في موفمبر "
    Ve ona baktım ve şöyleydim. "Bıyık bırakamadığına hemen hemen eminim." (Kahkahalar) Ve dedim ki, "Senin Movember hikayen ne?" TED فنظرت إليه و قلت : " يبدو لي أنه ليس بإستطاعتك تربية شاربك " (ضحك ) وقلت : " ماهي قصتك مع موفمبر ؟"
    Movember yolculuğumdan bildiğım şey, gerçekten yaratıcı bir fikirle, tutkuyla, ısrarla ve oldukça fazla sabırla, dört arkadaş, dört bıyık, bir oda dolusu insana ilham verebilir ve bu bir oda dolusu insan bir şehre ilham verebilir, ve bu şehir, Melbourne, benim evim. TED إذن ، ما أعرفه عن رحلتي مع موفمبر هي بواسطة فكرة فعلا مبتكرة بشغف، و إصرار ، و الكثير من الصبر ، أربعة أصدقاء ، أربعة شوارب ، استطاعوا التأثير على غرفة مليئة بالناس ، وهذه الغرفة المليئة بالناس إستطاعت الإستمرار للتأثير على المدينة ، وهذه المدينة هي ملبورن ، مدينتي
    "Neden bir geri dönüş yapmadı? (Kahkahalar) Sonrasında daha fazla bira içtik ve günün sonuna bıyığı geri getirmeye meydan okuyarak geldik. (Kahkahalar) Avustralya'da, "mo" bıyık için argo olarak kullanılıyor, bu yüzden, November(Kasım) ayını "Movember" olarak tekrar adlandırdık ve şu an hala geçerli olan bazı temel kurallar yarattık. TED لماذا لم يعد مع الموضة؟( ضحك) بعدها شربت الكثير من البيرة ، وانتهى اليوم بتحدي إعادة الشارب إلى الموضة مرة أخرى ( ضحك) إذن في أستراليا (mo) هي كلمة عامية للشارب لذا قمنا بإعادة تسمية شهر نوفمبر ب (موفمبر) وقمنا بإعداد عدة قواعد أساسية ،و التي لازالت قائمة حتى اليوم
    Bu aşamada 600.000 dolar kadar borcu biriktirmiştik. Yani eğer Movember 2006 gerçekleşmemiş olsaydı, dört kurucu, biz züğürt olmuş, evsiz kalmış, caddelerde bıyıklarımızla oturuyor olurduk. (Kahkahalar) Ama düşündük ki, eğer bu gerçekleşebilecek en kötü şey ise, ne olmuş? TED بالتالي في تلك المرحلة كنا قد تحملناحوالي 600،000 دولار كدين .بالتالي إن لم يتم موفمبر 2006 ، عندها ،نحن المؤسسين الأربعة، سنصبح مفلسين قد نصبح بلا مأوى ، متشردين في الشارع بشواربنا . (ضحك) لكننا فكرنا ، حسنا ،إن كان هذا أسوء شيء قد يحدث ، ماذا في ذلك ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus