O da onun ekmek parası. Kirasını onunla ödüyor. Resmen bir fahişeyi dolandırdın sen. | Open Subtitles | إنّه مصدر رزقها الذي تقتات به، إنّك جوهريًّا سرقت مومسًا. |
Dört masumu öldüren adamın peşinde koş sen keş bir fahişeyi ölüme terk eden sıradan birinin değil. | Open Subtitles | جدِي الرجل الذي قتل أربعة أبرياء... لا رجلاً ترك مومسًا مدمنة ماتت بجرعة زائدة |
Birkaç ay önce biri, bir fahişeyi arabasına almış ve mükemmel bir ağaçlı köye gidene kadar ona sarılmış. | Open Subtitles | ومنذ بضعة أشهر، التقط أحدهم مومسًا وعانقها حتى رحلت إلى مزرعة رائعة. في الغرب، يُخفى عن الأطفال موتُ حيواناتهم الأليفة] [فيُقال إنه بُعث بالحيوان إلى مزرعة لطيفة ليعيش هناك للأبد |