O yetenekli bir sanatçı... ve çocukların ondan çok değerli teknikler öğreneceklerine gerçekten inanıyorum. | Open Subtitles | أنها مؤديّه موهوبه وأظن فعلاً بأن الأولاد سيتعلمون منها العديد من الحركات المهمه |
Hye Mi gibi yetenekli değilsen. | Open Subtitles | وأنتي أيضاً لست موهوبه مث هي مي أو أي شئ |
Hye Mi gibi yetenekli değilsen. | Open Subtitles | وأنتي أيضاً لست موهوبه مث هي مي أو أي شئ |
İngiltere konusunu düşünüyordum, bu küçük kasaba için fazla yeteneklisin. | Open Subtitles | فيما يتعلق بذهابك إلى انجلترا اشعر إنها فرصة جيدة لكي أنت موهوبه جداً لهذه المهنة |
Sen çok yeteneklisin ve 10 çocuğunda öyle. | Open Subtitles | أنتى موهوبه جداً، وكذلك أطفالكَ الـ10. |
Başkalarının önünde söylemekten çekinirim. Çekiniyorsan yeteneğin yok demektir. | Open Subtitles | أنا لا أجرؤ على الغناء أمام الناس اذا كنتي تخافي فهذا معناه أنك غير موهوبه |
- Abby, aynı zamanda yüz oluşturmada da oldukça yeteneklidir. | Open Subtitles | أتعلمين آبى أيضا موهوبه للغايه فى بناء |
Hala her zaman olduğun gibi zeki, yetenekli, şefkatli ve güzel bir kadınsın. | Open Subtitles | مازلتى بنفس الذكاء موهوبه , مهتمه وسيده جميله كما كنتِ دائما |
Çok yetenekli, ama kocası ve işi onun hayatını tüketiyor. | Open Subtitles | هيا موهوبه جداً لاكن مستحوذ عليها من قبل ذلك الزوج ومن العمل |
Şey, bildiğin gibi, ben en yetenekli peri değilim. | Open Subtitles | حسنا كما تعلمين لست جنيه موهوبه كثيرا |
Çok yetenekli bir ressam, değil mi? | Open Subtitles | انها فنانه موهوبه جدا الا تعتقد ذلك ؟ |
Böylesine yetenekli bir öğrenci yetiştirdiğimiz için çok mutluyuz. | Open Subtitles | يسعدنا ان نكون قد خرجنا بطالبه موهوبه |
çok yetenekli biliyor musun? | Open Subtitles | هى موهوبه جدا هل تعلم هذا |
Oldukça yetenekli. | Open Subtitles | انها موهوبه حقا |
İyi iş çıkarmış. yetenekli. | Open Subtitles | قامت بعمل جيد إنها موهوبه |
Bunu sen de biliyorsun. Ayrıca yeteneklisin. | Open Subtitles | و انتي تعرفي انكي جيده بل موهوبه جدا |
Aşırı yeteneklisin Rachel. | Open Subtitles | انتي موهوبه جدا رايتشل |
Çok yeteneklisin Alice. | Open Subtitles | أنت موهوبه جدا , اليس |
Kendine güvenmeye başlamanın ve gerçek bir yeteneğin olduğunu kabullenmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | انه الوقت لتبدأي الثقة بنفسك .وتتقبلى حقيقه انكِ فعلاّ موهوبه |
İş teste geldi mi Dalia çok yeteneklidir. | Open Subtitles | داليا فعلآ موهوبه بما يتعلق بالأختبار |
Yeteneksiz, acınası, becerim ya da cesaretimin olmadığı seçtiğim alanla ilgili hiçbir şey yapamadığımı söylüyor. | Open Subtitles | إنني غير موهوبه ومثيرة للشفقه وليس لدي المهاره الكافيه او حتى الرزانه او اي شي آخر ليساعدني في وظيفتي |
- İnsanlar karşısında utanıyorum. - Utanıyorsan, yeteneksizsin demektir. | Open Subtitles | أنا لا أجرؤ على الغناء أمام الناس اذا كنتي تخافي فهذا معناه أنك غير موهوبه |