| Beyler, hükümet sekreteri, Maryland Valisi ve kongrenin yarısı salonda. | Open Subtitles | أيها السادة ، لدى بالداخل مساعد وزير الخارجية وحاكم ميريلاند |
| Bu su beyfendinin Potomac'taki evindeydi Maryland'i bilenler icin soyledim | TED | لقد كان في بيت هذا الشخص في بوتوماك، لأؤلئك منكم الذين يعرفون ميريلاند. |
| Ve bunu Maryland Kadın Cezalandırma Kurumu'ndan aldım. | TED | تحصلت على هذه القطعة من المؤسسة الإصلاحية للنساء في ميريلاند |
| 2 yıl önce Maryland, Georgia ve Carolina Eyaletleri'nde şüpheli bir takım silahlar ele geçirildi. | Open Subtitles | في ميريلاند وجورجيا وكارولينا أكثر من آلأف قطعة سلاح من البنادق وأسلحة الجيش |
| Hale, Maryland, bugün gazetede yayınlanan ve içerik açısından biraz rahatsız edici olan kasabanın yerel kızlarından Maggie Carpenter hakkındaki makale ile çalkalanıyor. | Open Subtitles | ومن المدخل الأمامي لمدينتنا هال ميريلاند. الجدل أصبح أقل حدة حول ماكتبه آيك غراهام عن الفتاة من قريتهم ماغي كاربنتر |
| Sadece son 2 yıldır Maryland'de ikamet ettiği ve nakış yapmaktan hoşlandığı yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب فقط انه يقيم في ولاية ميريلاند... في السنتين الاخيرتين, وانه يحب التطريز... |
| Maryland'in bir hücresi var. Bir tane de Virginia'da. | Open Subtitles | ميريلاند بها خلية واحدة واحد في فيرجينيا |
| Ama mumyanın lanetiyle kancalar depoyu Maryland'e kadar tutmuş. | Open Subtitles | تماما لكن لعنت المومياء عملت لكن الخطافين تحملا الضغط حتى وصولوا فوق ميريلاند |
| Birkaç yıl önce Maryland'de bir gölü ele geçirdiler. | Open Subtitles | لقد هاجموا بحيره في ميريلاند منذ عده سنوات |
| Maryland'de ki Russell Labaratuarı'nın genetik işaretini taşıyor. | Open Subtitles | إن جيناتها المميز تعود لمختبرات ريسيل في ميريلاند |
| Bay Başkan eğer Maryland'de bir üretim çiftliğinde E-coli varsa sandviçinizde oranın marulunu yeme riskini göze alırmıydınız? | Open Subtitles | سيادة الرئيس لو كانت هناك نوبات قولون بسبب محاصيل المزرعة في ميريلاند هل كنت ستأكل الخس في ذلك الساندويتش ؟ |
| Elimde, Nathan'ın liseden Gilmore'dan ve Maryland'dan görüntüleri var. | Open Subtitles | لقد احضرت احد فيديوهات نايثان فى الثانوية وفيديو من جيلمور , وفيديو من ميريلاند |
| Beni Maryland'ten yaka paça alıp şu silah olayına bulaştırdılar. | Open Subtitles | لقد أحضروني إلى ميريلاند في موضوع السلاح |
| Maryland kıyılarında kaz avlamaya gidecektik. | Open Subtitles | بأي حال، كنا ذاهبين إلى ميريلاند لصيد الأوز على شاطيء ميريلاند |
| Maryland'da yaşayan bir kuzenim vardı. Maryland'ı severdim. | Open Subtitles | كان لدي قريب يسكن في ميريلاند و كنت أحب ميريلاند |
| Dunne'un bir çok kez Maryland'daki bir cep telefonunu aradığını fark ettim. | Open Subtitles | ولكني وجدت أن دان تبادل الكثير من المكالمات مع هاتف محمول في ميريلاند |
| DC, Virginia ve Maryland'daki üniversite radyo istasyonlarını kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد تحققت من كل محطه راديو جامعيه فى العاصمه,فيرجينيا و ميريلاند |
| - Kullan at telefon Maryland'da Mount Roosevelt kampüsündeki bir çöpte bulundu. | Open Subtitles | ـ لقد تم إيجاده محروقاً فى سلة مهملات بولاية ميريلاند بالقرب من الحرم الجامعى لجبل روزفلت |
| Bu bileşenler iki tane taşocağıyla eşleşiyor bir tanesi Seneca, Maryland'de, diğer ise Montgomery'de. | Open Subtitles | المركب يتفق مع عينات من حجارتان واحدة في سينيكا ، ميريلاند وواحدة في مونتجمري |
| Virginia, D.C. ve Maryland ajanları yolda. | Open Subtitles | ان عملاء من العاصمة و فيرجينيا و ميريلاند في الطريق |
| MERKEZ YÜKSEK Woodberry MD. | Open Subtitles | "مدرسة "سنترال" الثانوية" "وودبيري، ميريلاند" |
| Bir taksici Clarenbach ve ajan Finley'in Marylan'e doğru gittiğini görmüş. | Open Subtitles | لقد رصدت إحداها (كلارينبتش) والعميل (فينلي) "متجهين إلى "ميريلاند |