Mellie'nin beğenilirliği yüzde 80'lerde. | Open Subtitles | ما يكفي لملء خزناتنا شعبية ميللي عالية جداً وصلت لحدود الثمانين |
Üçüncü kez seyrediyorum. Mellie, soykırım zilini çaldı. Çocuklarımın annesi, hanımlar beyler. | Open Subtitles | إنني أشاهدها للمرة الثالثة استخدمت ميللي ورقة الإبادة الجماعية |
Mellie'nin sözlerinin ülkeyi ve müttefiklerimizi harekete geçirmek için benim tarafımdan yürütülen halkla ilişkiler stratejisinin bir parçası olduğunu ve Kinyazi'nin ölüm mangalarına engel olmak ve bölgedeki çıkarlarımızı korumak için.. | Open Subtitles | شرق السودان أخبرهم أن تصريح ميللي كان جزءاً من استراتيجية عامة وضعتها لأجمع بين أمريكا وحلفائنا |
"First lady"nin basın sekreteri, Mellie'nin bu sözleri benim talimatımla söylediğini açıklasın. | Open Subtitles | وتحدث للناطق الإعلامي باسم ميللي وتأكد أن يصرح لتأكيد الموضوع أريد من مكتبها أن يؤكد أنها كانت تتبع أوامري |
Millie Hala'nın "İsraf Yok Eksik Yok" tavsiyesine yemek yaparken uyduğumuzu bilmen seni mutlu edecektir. | Open Subtitles | سوف تكون سعيد لتعلم أننا كنا نستخدم نصائح الخالة ميللي بعدم التبديد لصنع الوجبات الكثيرة |
Evet, Mellie'ye toplantılarımızın çok verimli olduğunu söyledim. | Open Subtitles | إنه جيد. نعم، لقد أخبرت ميللي أننا نعمل بجهد. |
Amerika'nın bebeğine hamile olan Mellie Grant'in kaderi Jackie Kennedy'nin kaderine benzemez umarım. | Open Subtitles | نتمنى أن مصير ميللي غرانت، وهي حامل بطفل أمريكا، لن يكون مماثلاً. |
Mellie, Fitz'i bir kere ziyaret etmeme izin verdikten sonra bu imtiyazımı iptal etti. | Open Subtitles | ميللي سمحت لي بزيارته مرة واحدة، ثم منعتني عن ذلك. |
Cyrus, Beyaz Saray personel şefi, Mellie de "first lady" olacak. | Open Subtitles | سايرس سيصبح رئيس موظفين. ميللي ستصبح السيدة الأولى. |
- Mellie. Cyrus. Olivia. | Open Subtitles | لكنك لست غبياً. ميللي. سايرس. أوليفيا. توقفت الحملة في فيغاس، |
Fitz söz konusu oldu mu Mellie'nin en büyük düşmanı kendisi. | Open Subtitles | دع ميللي تفعل ما يمكن أن تفعله ميللي. فيما يخص فيتز، فميللي عدوة نفسها. |
Bunları dinleyecek vaktim yok çünkü yeniden başkanın gözüne girdim Mellie. | Open Subtitles | لا أملك الوقت لأسمع هذا، لأنه يثق بي مجدداً ميللي. |
Mellie'nin politik manevralarını tartışmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | ناقشت مناورات ميللي السياسية ما فيه الكفاية. |
22 dakika içinde, Mellie üzerine nükleer bir bomba atacak. | Open Subtitles | خلال ٢٢ دقيقة، ستشن ميللي حربها النووية عليك. |
O yüzden Mellie'ye gidip işleri eskisine döndürmek için ne sözü vermen gerekiyorsa vereceksin. | Open Subtitles | يجب أن تذهب إلى ميللي وتعدها بأي شيء تريده لتعود المياه إلى مجاريها. |
Ama onun metresinin adını söylersek, ve zinasını yüzüne vurursak, işte o zaman herşey Mellie'ye döner. | Open Subtitles | لكن إن سمينا عشيقته ووضعنا وجهاً لخيانته، عندها سيظهر كل شيء ميللي. |
Ve ben senin kampanyanı destekleyeceğim, ve eski karım Mellie Grant hakkında en parlak konular dışında konuşmayacağım. | Open Subtitles | سوف أدعمك وأشارك في حملتك الانتخابية ولن أقول عن طليقتي ميللي غرانت، سوى الكلام الإيجابي دوماً. |
Hiç kimse ne sen, ne Mellie, ne Amerika'nın bebeği, ne de petrol lobileri... | Open Subtitles | ...لا أحد لا أنت ولا ميللي ولا طفل أمريكا |
Mellie'yi bahane olarak kullanma. | Open Subtitles | ولا تتجرأ وتقول أن ميللي منعتك، |
Evet, var. Millie hala gönderdi. | Open Subtitles | نعم نملك , الخالة ميللي أرسلتهم |
50 miliwatt'lık birim... 600 miliwatt'a çıkarıldı. | Open Subtitles | هذا كَانَ 50 وحدة ميللي وات الذي زوِدنَاة إلى 600 وحدة ميللي وات |