Roanoke'daki adli konferansta tanışmıştık. | Open Subtitles | إلتقينا في مُؤتمر الأدلّة الجنائيّة في (روانوك). |
Profesör Whistler'in birkaç ay önce Hong Kong'taki bir konferansta tanıştığı birisiyle kahve içeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لاحتساء قهوة مع شخص قابله الأستاذ (ويسلر) في مُؤتمر بـ(هونغ كونغ) قبل بضعة أشهر. |
İstanbul'da yapılan konferansta mikro uydular konusunda sunum yaptık ve oradan geri dönüş yolu üzerindeydik. | Open Subtitles | (عاد فريقي للتو من مُؤتمر في (اسطنبول حيثُ قُمنا بتقديم بحثتا في مجال الأقمار الإصطناعية شديدة الصغر |
Basın konferansı tadında konuşmayın, Dedektif. Tamam mı? | Open Subtitles | كلاّ، لا تُقدّمي لي مُؤتمر صحفي، أيّتها المُحققة. |
Siz de ortodontist konferansı için mi buradasınız? | Open Subtitles | أأنتما مُتواجدان في المدينة لأجل مُؤتمر تقويم الأسنان؟ |
Yarım saat sonra basın toplantısı yapıp, sırf sizi korumak adına California halkına yalan söyleyeceğim. | Open Subtitles | بعد نصف ساعة، يجب أن أقف في مُؤتمر صحفي وأكذب على شعب (كاليفورنيا) |
Konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenlenecek... | Open Subtitles | كان من المُقرّر عقد مُؤتمر صُحفي... |
Gates Başkomiserim, sizin konferansta olduğunuzu sanıyordum. | Open Subtitles | -حضرة النقيب (غيتس)، إنّي ... -إعتقدتُ أنّكِ كنتِ في مُؤتمر . |
Profesör Whistler bir konferansta. | Open Subtitles | -آسف، فالأستاذ (ويسلر) في مُؤتمر . |
Tanıklar dün tüm öğlen onu Goldman Ekoloji konferansı'nda gördüklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | الشهود يُحدّدونه في مُؤتمر (جولدمان) البيئي لما بعد ظهر البارحة. |
Dallas Vernon'ın sakatlıklarıyla ilgili basın konferansı duyurdu. | Open Subtitles | (لقد أعلنت (دالاس) عن إقامة مُؤتمر صحفي يتعلق بإصابة (فيرنون |
Vali'nin konferansı | Open Subtitles | ** مُؤتمر الحاكِم ** |
Basın toplantısı bu. | Open Subtitles | -إنّه مُؤتمر صحافي. |