Daha önceki durumumuz yüzünden bunun geçici bir şey olduğunun farkındayım ama... | Open Subtitles | أعلم أنّه أمر مُؤقت وحسب، بسبب طريقة سير الأمور من قبل، ولكن... |
İşte bu yüzden. Güvenlik satışlarını önlemek için geçici yükselişler. | Open Subtitles | لهذا السبب، ارتداد مُؤقت لمنع خاصيّة الحماية ضدّ الفشل من التدخّل. |
Yani süper güçleri olan kötü insanlarla dolu geçici bir hapishanenin üzerinde çalışmaya mı alışacağız? | Open Subtitles | إذن، يفترض أن نعتاد على العمل فوق سجن مُؤقت يحوي أشخاصاً أشرار ولديهم قُوات خارقة. |
İşte bu yüzden. Güvenlik satışlarını önlemek için geçici yükselişler. | Open Subtitles | لهذا السبب، ارتداد مُؤقت لمنع خاصيّة الحماية ضدّ الفشل من التدخّل. |
Aşk yarı-öforik geçici bir kimyasal tepkimedir. | Open Subtitles | الحبّ عبارة عن نشوة جُزئيّة، وتفاعل كيميائي مُؤقت. |
Bu da geçici bir etkidir, ki bir dakika sonra yok olur. | Open Subtitles | إنه تأثير مُؤقت , والذي يختفي في دقائق |
geçici bir hapishaneye dönüştürülebilir. | Open Subtitles | من الممكن تعديله ليكون سجن مُؤقت. |
Ama en önemli nokta, geçici olarak açılacaklar. | Open Subtitles | لكن ... هذا هو الجزء الأكثر أهمية يحدث هذا بشكل مُؤقت |
Sadece geçici bir süre için. | Open Subtitles | إنّه أمر مُؤقت فحسب. |
geçici olarak, elbette. | Open Subtitles | طبعاً بشكلٍ مُؤقت. |
Bu iş sadece geçici elbet Caesars'da yeni eğlence programına kadar. | Open Subtitles | هذا العمل مُؤقت فحسب، حقاً، حتى قدوم البرنامج الترفيهي الجديد في (سيزرز). |
Sadece geçici bir şey. | Open Subtitles | الأمر مُؤقت فقط. |
geçici bir durum. | Open Subtitles | إنّه أمر مُؤقت فحسب. |
Ona geçici bir koruyucu aile bulayım. | Open Subtitles | سأضعه في منزل رعاية تربويّة مُؤقت . |
Ve Ribowski virüsü onu etkileyen şeyin... geçici bir çözümü. | Open Subtitles | (وفيروس (ريبوسكي هو ترياق مُؤقت لما هو مُصاب به |
Bu geçici. | Open Subtitles | هذا أمر مُؤقت وحسب |
Enerji milyarderi Alexander Kirk'ün terörizmi finanse ettiği iddialarına dair başkanlık kampanyası geçici olarak askıya alınan Senatör Diaz'den bir mahkeme sonrası açıklama bekliyoruz. | Open Subtitles | (نحنُ ننتظر بيان من السيناتور (دياز والذي قام بإيقاف حملته الإنتخابية للرئاسة بشكل مُؤقت لعقد جلسة إستماع للتحقيق في المزاعم |
Hayır, bu sadece geçici bir iş. | Open Subtitles | ... لا ، هذا أمر مُؤقت ، أعني |
geçici bir süre için. | Open Subtitles | -إنّه أمر مُؤقت فحسب . |
geçici bir değişiklik bu. | Open Subtitles | -إنّه أمر مُؤقت فحسب . |